90 entry daha
  • bilgi çağına rağmen neoliberalizmi güney kore'nin başarılarına paralel tutup güzellemeler yapanlar olabiliyor. güney kore amerika'nın doğu asya karakoludur. amerika, askeri strateji nedeniyle bu ülkeyi gözü gibi kollamaktadır. bilmiyorsan araştır şimdi uğraşamam yazmaya.

    neoliberalizmi bir de şili halklarından dinleyin, meksika tarihine bir bakın ulusal birikimleri nasıl yağmalandı, güney amerika, güneydoğu asya ülkelerinin neler çektiğine bir bakın.

    neoliberalizm denen kan emmeye doymayan emek hırsızı asalağı ekonomik yansımaları olarak eleştirmeyeceğim. herkesin bildiği şeyleri tekrar etmeye gerek yok.

    neoliberalizm, emellerine ulaşmak için artık insan medeniyetine ait bütün birleştirici unsurları hedef almaktadır. elinde tuttuğu yazılı görsel medya, uluslararası düşünce/kültür/ finans kuruluşları ile kitleleri bir arada tutup kollektif hareket ettirecek bütün sosyal kültürel doktrinleri, ideolojileri, geleneksel aile modeli hatta çekirdek aileyi bile hedef tahtasına koymuştur.

    tüketim çılgınlığından nemalanan asalaklar; suni değerlere angaje olmuş, sorgulamadan harcama yapacak kölelere ihtiyaç duyar.

    eskiden amerikan filmlerinde her ailenin sevilen bir amcası olur ve genelde adı sam olurdu. noel'de şükran gününde gelir yeğenlerini sever. mutlu, büyük bir aile profili çizilirdi. büyükbabalar olurdu (nedense dede diye çevirmiyorlardı)

    reagan ve teacher devrinden sonra dünyada çok şey değişti.

    şimdiki hollywood filmlerinde, amerikan sitcom'larında özellikle dayatılan bir tema var. anne babasından nefret eden çocuklar. telefonda iki dakika bile anneleriyle konuşmaya tahammül edemiyorlar. yıllardır görüşmedikleri kardeşleri olur. amca dayı teyze büyükbaba sözlerini duymayız. cenaze olur aile bir araya gelir, cenazede yarım gün bile birbirlerine tahammül edemezler. annelerinden nefret ederler. aile kurumundan nefret eder ve bunu hoyratça ekrana yansıtırlar, bu ucubeleri norm figür olarak dayatırlar.

    yeni dünya düzeni kadınların omuzlarına taşımayacakları öyle ağır yükler bindirdi ki. sancılarını görüyoruz. birkaç satırda ifade edemem. uzun bir giri konusu.

    evli biriysen vasat bir gelirle yüzbin euro'luk arabaya paran yetse bile önce karın müsaade etmez, amcan kızar, herkes destur verse bile defansın dibinde uche görevi yapan deden ensene şaplağı patlatır. altı ay kullanacağın bir telefona beş bin tl verirsen senle dalga geçerler, lüks bir restoranda suşi'ye bin tl para verdiğini dayına anlatsan senelerce makaranı yapar.

    trilyoner tanıdıklarım var akraba memleketli, adam trilyoner onlarca şirketi var para içinde yüzüyor, ama karısı bostanda biber domates yetiştiriyor. bunu zevk için yapan lümpenler gibi değil gerçek köylü gibi yapıyor. gidip bir milyon dolarlık lüks arabaya binmiyor, sıradan binek bir arabası var. istese bile aşırı lüks harcama yapmıyor. hiçbir ortamda parasıyla ön plana çıkamıyor. köyün en fukarasıyla yan yana oturduğunda dışarıdan izlesen aralarındaki maddi güç farkın statü yansımasını asla göremezsin. çünkü paraya dayanmayan öyle bir kültür içinde yaşamaktadır ki aksini yapsa klandan afaroz edilecek. işte bu liberalizmin hedef alamadığı bir adam ve kültür yelpazesi.

    hatırlarım çocukken trt sürekli olarak tasarruf telkinleyen mesaj geçerdi. sürekli tasarruf birikim tavsiye edilirdi. lambaları gereksiz yakma, musluğu açık bırakma. şimdi "har vur harca paraları paraları saç saç " gibi reklamlar dönüyor. ne oldu amk ne kadar çok şey değişti.

    devlet artık nasıl bir dönüşüm yaşadıysa halkına, paranı yastık altında tutma harca diyor. otomobil satışları azaldığında ki otomotivde dışa bağımlı olmamıza rağmen alım teşviki için atmadık takla bırakmıyorlar.

    yeni bir dünyada yaşıyoruz. artık ardı kesilmeyen yalanları dinlemeye dayanamıyor deliriyorum, bu yüzden 8-10 senedir tv izlemiyor, haber dinlemiyorum. radyo veya sosyal medyadan ne duyuyorsam o. çünkü yeni dünya düzeni yalanlar üstüne kurulu. mutlaka bir şekilde sizi pençelerine çekiyor, bir şekilde kendi çirkin oyunlarının bir parçası dolayısıyla sistemin kölesi oluyorsun. öfkemizi nefretimizi bile sömürüyor ilgi orospuları.
142 entry daha
hesabın var mı? giriş yap