228 entry daha
  • ve bir kadın, "bize acıdan bahset" dedi.
    ve o cevap verdi:

    "acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır.

    nasıl bir meyvenin çekirdeği,
    kalbi güneş'i görebilsin diye
    kabuğunu kırmak zorundaysa,
    siz de acıyı bilmelisiniz.

    ve eğer kalbinizi,
    yaşamınızın günlük mucizelerini
    hayranlıkla izlemek üzere açarsanız,
    acınızın, neşenizden hiç de
    daha az harikulade olmadığını göreceksiniz;

    ve kırlarınızın üstünden
    mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi,
    aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de
    onaylayacaksınız.

    ve kederinizin kışını da,
    pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz.

    acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir.

    acınız, aslında içinizdeki doktorun,
    hasta yanınızı iyileştirmek için
    sunduğu "acı" ilaçtır.

    doktorunuza güvenin
    ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için;

    çünkü size sert ve haşin de gelse,
    onun elleri,
    "görülmeyen"in şefkatli elleri
    tarafından yönlendirilir.

    ve size ilacı sunduğu kadeh
    dudaklarınızı yaksa da,
    o'nun kutsal gözyaşlarıyla ıslanmış
    kilden yapılmıştır."
    (bkz: halil cibran)
    halil cibran bilgece değerlendirmiş. kabullenmek iyileştirmenin yarısıdır gibi. reddettikçe insan hem iyileşme sürecini uzatıyor hem de gereken dersleri alamıyor. biraz canın acımasına müsade etmek canın acısını geçirecek. bir durumdan fazlaca kaçmanın bedeli kaçtığına koşmaktır.
187 entry daha
hesabın var mı? giriş yap