4572 entry daha
  • yeni sezonun ilk bölümünü yorumlamaya gelmiştim. ancak yukarıda birkaç yorum okuyunca vazgeçtim. ben başka bir şeyden bahsedeceğim. evet, konumuz kadınlar. ;)

    aaaaaa önce tanım... daha kendi yaşının yarısı filan olan, teyzesi yaşında olabileceği bir genç kıza, karakterine de değil ha oyuncuya direkt, bir hemcinsi olarak rahat rahat söven(eleştirme de değil sövme olmuş sizinkisi) kadının gelip burada kadın olmaktan bahsettiği, milli mücadele kadını böyle olmaz, güçlü kadın istiyorum filan diye maval okuduğu, bu yolla bile "kadın, kadının kurdudur" lafını aklıma getiren dizi. pardon ama sen önce normal bir insan olmayı denesen mesela, sonra gelip kadın nasıl olunur anlatsan şeker şey. :)

    bakın sevgili hemcinslerim lütfen izlediğiniz dizilerde hayran olduğunuz karakterlere, oyunculara bu kadar yükselmeyin. sonra gerçek ve kurgunun arasındaki duvarı yıkıyorsunuz o koca kalçanızla. bu sefer ekranda o hayran olduğunuz oyuncu öpüştükçe partneri ile filan siz koltuğunuzda sinirden kendinizi yiyorsunuz. sonuç olarak da te böyle apır sapır bir şekilde hemcinsleriniz olan gencecik oyuncuları gömüyorsunuz. kaçınılmaz son! bakın mesela bu örnekte de kim yazmış demeye kalmadı zaten kendisinin iflah olmaz bir leonist, sıkça rastlanan bir "leonun kölesi olurum"cu zat olduğunu fark ettim. haliyle ne kadın karaktere gömmesine şaşırdım ne de karakteri canlandıran gencecik kıza. efendim zira o da, diziyi izleyen çoğu kadın gibi bir sendrom içerisinde. ne o? yukarıda da bahsettiğim şekilde ne yazık ki ülkemizde dizi izleyen çoğu kadının, kadınlarımızın izlediği dizideki erkek oyuncuyu beğenince tutulduğu sendrom bu. aşırı sahiplenip tapınma!sahipleniyorlar efendim anası gibi, karısı gibi. ama ne sahiplenme yahu! hani ayağımı yıka diyen adamın ayağını yıkayacak duruma gelen kadınlar gibi bir sahiplenme. yiğidim, aslanım, erkeğim modunda bir sahiplenme. onu göklere çıkartıyorlar, yere göğe sığdıramıyorlar. hem de bir oyuncuyu! ve enteresandır bunu yapan kadınlarımız da öyle cahil cüheyla kesim olmuyor ha, okumuş kültürlü kesimden görüyoruz bunu, enteresan. sonra da tabi ki bu his otomatik olarak o oyuncunun partnerini gömme isteği doğuruyor şuurunu kaybetmiş kadın izleyicilerde. gömebildikleri kadar gömüyorlar. hem oyuncuyu hem karakteri. karakteri gömmek yahut yerden yere vurmak sorun değil bir kurgu o sonuçta; lakin bir oyuncuyu "eleştiri sınırını aşarak" yersiz bir şekilde gömmek hatta sövmek neden? hayret ediyorum. kardeşi yaşında olabilecek bir oyuncuyu oturup tükürük saça saça gömüyorlar yahu. tanımıyor, etmiyor, ekran harici başka bir yerde görmemiş ama rahat rahat gömüyor. vay anasını serhat ya la!

    bunu yani bir kadını yerden yere vurmak, erkeklerde görmeye alışıldık bir durum ne yazık ki ülkemizde. zira hödük sayısı her sene artıyor medeniyet ilerleyişi ile ters orantılı olarak. lakin kadınlarda bunu görmek çok şaşırtıyor beni. bakın ben de kadınları çok eleştiren bir kadınımdır. hemen baştan aşağı süzer, yorum yaparım. hem etrafımdakileri hem de ünlü kadınları. ama bunun da bir sınırı olmalı. ünlü birine sırf eleştireceksin diye "üç kuruşluk değeri yok" demek, buna sebep olarak da sesini yahut bedenini göstermek gerçekten enteresan.

    benim de sevmediğim ve eleştirdiğim çok oyuncu vardır; hatta sevdiğimi de eleştiririm. mesela miray'ı. ben de çoook çoook eleştiririm. en basitinden kilo ver, şunu yap, bunu yap derim. sonuçta ekranda bir oyuncunun görsel açıdan iyi olması gereği yadsınamaz bir gerçek. ama fiziksel olarak eleştirsem dahi çirkin bir üslup ile sırf yermiş olmak için yermemişimdir. insanlara eleştiri ayağına hakaret etmek eleştirmek değil sövmek oluyor. burada üslup önemli yani. hani bir oyuncuya misal kilo almış keşke kilo verse demek başka; ay top gibi yuvarlanıyor demek başka. ya da bir oyuncuya kısa boylu yahu bu demek başka 1.40 boyuyla ne oyunculuğu yapıyor ayol cüce mi bu demek başka. anlatabildim mi?

    ayrıca yahu miray'ın nesini buluyorsunuz böyle hakaretamiz bir şekilde eleştirmek için? otur mesela şeyma subaşı'nı görgüsüz diye göm, yahut sinem kobal'ı yeteneksiz diye göm. onları bile eleştiri sınırı içerisinde yap. ama etliye sütlüye karışmayan, şu güne kadar magazin malzemesi olmayan ve olmamaya da dikkat eden, yer aldığı ekip içerisinde şaşırılacak bir şekilde herkesten daha çok rolüne ve işine özenen, takdirimizi toplamış, orada burada magazin malzemesi olarak çıkmayan, dizi dışında başka yerde görünmemeye özen gösteren, çocuk yaşta bu sektöre girmiş, okulunu ve işini birlikte devam ettirmeye çalışan, nice usta oyuncu ile karşılıklı oynarken asla sırıtamyan, sahneyi doldurabilen, genç yaşta üne ve ilgiye kavuşmasına rağmen henüz şımarmamış-ki 18 yaş riskli bir yaştır bu konuda-
    genç bir kız için üç kuruşluk değerin yok bedenin şöyle böyle diye saçma sapan konuşmak ile ne geçiyor elinize? o eleştiri olmuyor.

    yani desem ki ben sana "be hey kadın sen 18 yaşında neydin ki 18 yaşındaki genç bir kızın şimdiki senin nazarında üç kuruşluk değeri yok? sen 18 yaşında anandan babandan aldığın üç kuruşluk parayla geçinmeyip, her şeyi kendi emeğinle yahut gücünle yaptın mı ki o kızın şimdiki senin gözünde üç kuruşluk değeri yok? yahut çok mu farklıydın, ayakların üstünde mi duruyordun, dahi miydin, yoksa başka bir başarın mı vardı sınavlarından yuksek not almaktan başka, alışılmamış bir yaşam tarzın mı vardı ki şimdiki senin nazarında o kızın üç kuruşluk değeri yok?" haksız mıyım bunları sorsam sana? hayayayat. yahu önce kendi 18 yaşındaki ufacık halinizi hatırlayın, sonra sektörde miray'ın jenerasyonuna bakın, şu an sektörde o yaşta başkaca böyle oyuncu var mıymış bakın, sonra konuşun. ve hatta kısaca gelin itiraf edin. "çekemiyorum o yaşta başarı sağlamış kızları, yarım kadar bir kız gelmiş neler yapıyor, sinirime dokunuyor" deyiverin de böyle uzun uzun ağdalı sövmelerle uğraşmayın. muhtemelen 6 ayda kazandığın maaşı bir ayda kazanan, çocuk yaştan beri tv sektörünün içinde olan ve etrafındaki insanlara saygıda kusur etmemiş bir oyuncuyu çekemiyorsan, bedeni üzerinden eleştiri sınırını aşan şeyler sayarak kendini tatmin ediyorsan ehh bu da senin 3 değil 2 kuruşluk bir değerin olduğunu gösterir, kusura bakma kardeş.

    işin komiği de ne biliyor musunuz böylesi hemcinslerim işlerine geldiğinde öyle bir feminist kesilir ki. "bedenime dokunma!" diyen de odur, "benim bedenim karar benim"diyen de odur, "memelere özgürlük" diye ortalıkta slogan atan da odur, bir kadın mağdur edildiğinde en önde bayrak sallayarak tepki gösteren de odur. erkeklerin kadınları hor görmelerinden,erkeklerin hödük olmalarından şikayet eden de o olur, bir kadına sözlü saldırıda bulunulduğunda her tur sosyal mecrada onu savunan da o olur. lakin iş ünlü kadınlar olunca gelir en büyük sözlü tacizi, hakareti kendi yapar. bu nasıl çifte bir standart? böyle insanlara hep dediğim iki laf vardır: böyle bir kadın olacaksan aman sakın anne olma, çünkü senin yetiştireceğin erkek evlattan da kız evlattan da hayır gelmez. anneysen de inşallah kız çocuğun vardır da, aynı muameleye o tutulduğunda bilinçlenirsin belki.

    ayol benim de çocuğum böyle yetenekli, gelecek vaad eden, akıllı, güzel, becerikli bir kız olsa keşke diyorum ben miray'ı gördükçe. sizin derdiniz ne yahu? yav yürüyün gidin.
1959 entry daha
hesabın var mı? giriş yap