69 entry daha
  • daha ilkokulda 5. sınıftayım.o zaman hayat arkadaşım hayatım boyunca sevebileceğim ve ruh eşim olan,bana bir bakışı ile ne anlatmak istediğini anladığım ona şarkılar söylediğim kişiyle tanıştım.çapkın muhabbet kuşum.
    her zaman balık aldığımız evcil hayvan dükkanına gittik.ben genelde farklı olan ve böyle sinik bile olsa içinde sakladığı güzellikler olan şeyleri severim.çapkın da öyleydi.diğer kuşlara göre daha küçüktü diğer kuşlar kendi aralarında öterken o sağlıklı gözükmesine rağmen daha yanlızdı.kanatlarının üstü gökyüzü gibi açık maviydi.kanatlarının altı sanki o gök yüzünün altındaki cennetten süzülüp dünyamıza geldiğini gösterircesine bembeyazdı.diğer mavi kuşlar gibi siyah tüyleri yoktu.bakışları bana samimi gelmişti.onu almaya karar verdim.satıcı evinde kuş besleyen bir çiftin getirdiğini söyledi.avucunun içine aldı öptü kuşumu gagasından biraz kıskanmıştım o artık benimdi.ama bir şey farketmiştim.gagası sanki bir hançer gibi sivri ve ucu keskindi.ancak o tüm vücudu bir insanın avucunun içinde olmasına rağmen korkmamıştı.eve aldık misafirler vardı.kuşa her zamanki spontan maviş gibi kuş isimleri önerdiler.oysa benim kuşum farklıyı .küçük olduğundan dolayı uçmuyordu.kafesteki çubuklarda aşağı doğru yarasa gibi sarkıp şirinlik yapıp gülüyordu.bana çapkınlık yapıyor gibi gelmişti.ismi çapkındı.çapkın o günden sonra hayatım boyunca en sevdiğim şey oldu.ona ballı tahıllar aldım.maydonozdan maruldan ufak ufak verdim.her gün ona ismini söyledim.onu gizlice bir köşeye çekip şarkılar söyledim ve sonunda oldu çapkınım konuşuyordu.abicim babacım annecim vs gibi sözler söylemeyi öğrenci.dili taklit ediyordu ama ruhuyla benle konuşuyordu ve ben de onun sözcüklerini anlıyordum tıpkı onun da beni anladığı gibi.
    o zamanlar babamdan hiç haz etmezdim.evde borsa izler bir taraftan da bilgisayardan takip ederdi.çapkın bana hayatı boyunca bir kere bile zarar vermedi.ama babama gıcık olurdu tıpkı benim gibi.elini kulağını gagalar kaçardı.bir gün babamın elinde kumanda varken gagaladığında babam elini savurmuştu.evimizde tüplü televizyon vardı.ggası ona çarpıp kanmaıştı.1 hafta boyunca perdelerde takıldı ve ağladı.düşünebiliyor musunuz bir canlının dayak yiyip üzülüp ağladığını.ben de onunla birlikte ağlamıştım.
    neyse çok uzattım çapkınla hayatımın en güzel günleri devam ediyordu.bir antalya yazında arkadaşlarla dışarda toprağı kazıyorduk 5.sınıftaydık.annem çapkını kafesiyle balkonun perdesinin arksına koyardı.ben hep yapmamısını başka kuşların gelip onun yemini yediğini onu hasta edeceğini söylerdim.annem beni dinlemzdi.o gün perdeyi çekmeyi unutmuştu.kuşum çapkın susuz ve güneş altında 10 saat kalmıştı.eve geldim suyu sevmezdi suya soktum hali yoktu.annem ve babam öleceğini anladılar ve beni gönderdiler geldiğimde diğer odadan çapkın ölmüştü.çapkını kendi kazdığım mezara gömdüm.sonradan bir tane tüyünü aldım ve sakladım.kendime söz verdim genetik üzerine çalışacak çok param olunca çapkını klonlayacaktım.şuan tıp fakültesindeyim.hayallerime can dostumu geri getirmeye devam ediyorum.az kaldı.
    hikaye %100 gerçektir size ne kadar saçma gelse de hayattaki hedefim de bu.nickim de çapkının makinede poz verirken bana tatlı talı gülüşünden geliyor.yakın zamanda tekrar aynı pozları vermesi dileğiyle.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap