4 entry daha
  • bireysel anlamda her birimiz bencil ve çıkarcıyız ama toplum içerisinde huzur içinde yaşamanın yolu olarak birtakım ahlaki kurallara göre hareket ediyoruz. bu elbette en rasyonel yaklaşım. yoksa etik, bin yıldır tartışılan mesele. siyasi olarak da durum böyle. kuskusuz devleti temsil etmekle yükümlü ve kendilerine verilen yetki ile halk adına karar alan idareci kesim, devletin ve halkın çıkarlarını önceleyecek ama diğer milletlerle huzur içinde yaşayabilmek için belli kurallara da uyacak. özellikle karşılıklı anlaşmaların bağlayıcılığı tartışmaya kapalı bir konu iken...

    demem o ki, bireyleri bağlayan etik, elbette ilişkiler bütünü içindeki devletleri de bağlar. şayet huzur istiyorsanız... ama şahsi menfaatlerini önceleyerek halkı huzursuzluğa sürükleyen idarecilerin kararlarının etiğe uygunluğunu tartışmaya bile gerek yok. durum böyle değerlendirilirse, kendimize göre gayri ahlaki tutumlar içinde olan insanlara her türlü kuralsızlığı makul görebiliriz. bu da pek çok değeri muğlak bir düzleme getirir. mevzu, kimin ambargosunu deldiğinden ziyade, uluslararası hukuka ne derece aykırı davrandığın ve çıkarlarını korumakla yükümlü olduğun halkını nasıl bir krize sürüklediğin.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap