3 entry daha
  • anneme, babama hediye aldığım saatleri, bana erdal amcamın aldığı saatleri geçiyorum. dedemin hislon marka masa saatini geçiyorum, ne de olsa dedemin her malı, her eşyası gözümde aşırı parlak ve değerliydi. (tabii aileden kalma bir serkisof'um olsa başka havalı olurdum.) babamın kolunda değil adeta kalbinin üstünde gömlek cebinde taşıdığı ve saati sadece birkaç dakikalık yanılma payıyla bilmesini test etme-doğrulatma amacıyla kullandığı kayışı katlanmış basit kurmalı saatini geçiyorum. ilk büyük saat eylemim ilk aşkıma kendi başıma alamayacağım bir saati, arkadaşların ortaklaşa yaş günü hediyesini seçme ve alma temsilcisi olarak yaptım. aşkımı o değil sağır sultana kadar diğerleri biliyordu. piyasayı bilen ise konyalı olduğundan başlıca kırkiki diye çağırdığımız arkadaşımdı. o beni eminönü mısırçarşısı'ndaki toptancılarda gezdirdi. elde toplanan paranın alabileceği en güzel, en harika şeyi almaya ahdetmişim. o zaman görgüm, zevkim tissot'a erişebildi, ben de ilk kez tissot'la tanıştım. yıl 86.

    (bkz: saat/@ibisile)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap