145 entry daha
  • işbu entry'de resimli anlatımını yapacağım şehir. böylelikle isviçre'nin en büyük, en yaşanabilir, en renkli, en pahalı şehrinde nereye giderseniz ne göreceğinizi aşağı yukarı bilmiş olacaksınız.

    öncelikle şunu söyleyim, ben bu şehrin sokaklarında dolaşırken tesadüfen messi'yi gördüm, hatta yanında da neymar vardı. inanmadınız değil mi? işte size kanıt. tesadüfen ballon d'or ödül töreninin yapıldığı otelin sokağına gelmişim. biraz daha beklesem bütün ünlü futbolcuların şu sahneden geçişini görebilirdim fakat aralık ayında donarak ölmekten korktuğum için bekleyemedim.

    şunu da not edeyim, geçirdiğim zaman boyunca anladığım kadarıyla galiba isviçre'liler biz türkler'i pek sevmiyorlar. yine de sokak arasında bir duvarda şu resmi görmek çok güzeldi.

    şimdi şehre geldiniz, otobüsle de gelseniz trenle de şehir merkezinde ineceksiniz. şehir merkezinde hemen her büyük avrupa şehrinde olduğu gibi koca bir tren istasyonu var yani bahnhof.

    trenden indikten sonra bahnhoftan çıkabileceğiniz 2 çıkış var. shilquai tarafından çıkarsanız eğer büyükçe bir yapıyla karşılaşacaksınız. burası isviçre ulusal müzesidir, yani schweizerisches nationalmuesum. diğer taraftan çıkarsanız da isviçre'nin ve dünya'nın en pahalı caddelerinden birisi olan bahnhofstrasse'ye gelmiş olursunuz. bu taraftan çıkmanız daha iyi olur çünkü doğrudan şehrin en merkezi yerine çıkmış olacaksınız. bahnhofstrasse'de biraz yürüyüp 300 bin franklık saatlere bakarak şehir gezinize başlayabilirsiniz. geniş bir cadde burası. dünyanın en ünlü markaları var. her şehirde bir tane oluyor bunlardan, bilirsiniz.

    burada biraz oyalandıktan sonra eski şehir merkezine geçerek biraz gezinip tarihi evlere bakabilirsiniz. burada şu tarz evlerle karşılaşacaksınız, bunun gibi fotoğraflık karelere rastlayacaksınız. eski şehir bölgesinde üç önemli kilise bulunmakta. bunlardan en büyüğü ismiyle müsemma olan grossmünster. diğeri yeşil kubbesiyle meşhur olan fraumünster ve sonuncusu da st. peter kirche. üçü de gidilip gezilebilir. özellikle grossmünster'e çıkıldığında inanılmaz bir manzara var. st. peter kirche'nin saati ise avrupa'nın en büyük kilise saatidir.

    buraya kadar gezdikten sonra yorulduğunuzu düşünürsek lindenhof tepesine çıkıp şu manzarayı izlerken dinlenmeniz çok yerinde olacaktır. lindenhof tepesi benim de zürih'te ilk gezdiğim yerlerden birisi ve çok nezih bir yer.

    bu arada ne yiyeceksiniz? tabii ki isviçre'nin meşhur yemeklerinden olan graten yiyeceksiniz. patates ve peynirden yapılan hoş bir yemek. yanında da süt kullanılarak yapılan bir gazoz olan rivella içeceksiniz. rivella isviçre'nin resmi içeceği gibi bir şey ve böyle şeylere çok sahip çıkıyorlar. bunun diğer bir örneğini de meşhur çikolata markaları lindt'de görüyoruz. bahnhof'un çok yakınında central isimli meydana koca bir lindt yazısı asılmış. bu meydan zürih'in en bilinen meydanlarından birisidir.

    zürih gölü ve limmat nehri zürih'i harika bir şehir yapan iki önemli doğal kaynak. limmat nehri, altstadt'a paralel akan çok güzel bir nehir ve kenarında yürüyüş yaparken şunun gibi ya da bunun gibi manzaralarla karşılaşabilir, şöyle evler ve restaurantlar görebilirsiniz. ve nehrin sonunda, zürih gölüyle birleştiği yer olan bellevue'deki köprünün yani quaibrücke'nin de harika bir manzarası var. bu köprüden zürih'in önemli üç kilisesi de aynı anda görülebiliyor.

    gelelim şehri yukarıdan izleyebileceğiniz önemli noktalara. bunlardan çok var zürih'te. zaten her yer manzara, her yerde fotoğraflık bir kareye rastlayabiliyorsunuz. ben en sevdiklerimi burada yazacağım.

    dünyanın en iyi on okullarından birisi olan ve einstein'in da hem öğrenci hem hoca olarak bulunmuş olduğu eth zürih'in avlusundan baktığınızda şöyle bir manzara görüyorsunuz. bu manzara zürih'te benim görmeyi en çok sevdiğim manzaradır.

    ikinci olarak şehrin en yüksek noktası olan uetliberg de mutlaka uğranılması gereken bir yer. arabayla gelemiyorsunuz buraya ve tren de bir yere kadar gelebiliyor. inince biraz yürümeniz gerekiyor en yüksek noktaya varabilmek için. burada bir de otel var. otelin restaurant'ın da çok sayıda türk çalışıyor. buraya çıkarsanız şu manzarayı ve bu manzarayı görebilirsiniz.

    son olarak da yukarıda da bahsettiğim grossmünster'in manzarası harika. çıktığınızda 4 farklı açıdan zürihi görebiliyorsunuz. 1, 2, 3, 4.

    zürih böyle, gezilecek çok yer, yapılacak çok şey var. yukarıdaki entry'lerde de gördüğünüz gibi şehir çok pahalı bu sebeple yazdığım şeyler ya ücretsiz ya da çok az bir parayla yapılabilen aktiviteler. bundan dolayı müzelerden falan hiç bahsetmedim. zürih güzeldir, havası temizdir, insanları kurallara sıkı sıkıya bağlıdır, diğer avrupa şehirlerinden de bir adım öndedir. yolunuz düşerse mutlaka uğrayın derim.
123 entry daha
hesabın var mı? giriş yap