6 entry daha
  • ogan güner'in bir ilk romandan beklenmeyecek ölçüde ustalıkla kotarılmış romanı.
    mütareke döneminde geçiyor olaylar ama bu tam olarak yakın tarih romanı değil. cinayet var ama cinai roman değil. siyaset romanın her sayfasına sinmiş durumda ama siyasi roman değil. mütareke istanbul'u, galata izbehaneleri ve pera’nın debdebeli salonları var ama bu bir istanbul romanı da değil. büyük aksiyonlar devşirme niyetinde küçük insanlar var ama hamaset romanı hiç değil.
    bolşevikler, mondenler, anarşistler, muhacirler, münzevi akşamcılar, kanı afyonlular, nihilistler, başıbozuklar, dekadanlar, ittihatçı eskileri, bürokratlar, yüksek sosyeteden simalar, simsarlar ve muteber savaş zenginleri var ama onların romanıdır bu denebilir mi? pek değil.
    peki, başkaraktermiş gibi görünen, "her yere yabancı, her hale aşina" hayri'nin romanı mı? hayri'nin girdabı mı yoksa? o bile değil.
    çok şey vaat ediyormuş gibi başlayıp içimizde tuhaf bir fanilik hissiyle nihayetlenen bir roman mı? belki.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap