6 entry daha
  • evliya çelebi'ye göre insan eti yiyen halk.

    '' meselâ karpa adında bir kişileri vardır. taysı şahlarından sonra söz onundur. o karpa adamda dört köşe bir ağaç kur’a vardır. o kur’a nice bin yıldan beri atalarından kalmıştır. her tarafı birer ayrı renkte kendinden boyalı kur’adır. bir ulu adamlan ölse onun tâliine kur’ayı atarlar. eğer kırmızı tarafı gelse “kur’a ateşe yak dedi” deyip leşini ateşte yakarlar. eğer kur’a siyah yere gelse “kara yere göm dedi” deyip leşi yere gömerler. eğer kur’a mavi gelse “suya at dedi” deyip leşi ya edil suyuna veya her hangi suya yakın konmuşlarsa girip suya atarlar. eğer yeşil gelse leşi pişirip yerler, ama kur’aya göre davranırlar. ondan başka hükümleri yoktur.
    hatta bir gün moyinçak şah’ın bir oğlu ölmüş, onu ateşte kebap edip yağım ve kanını akıtıp yerler ve şenlik edip gülüşerek yerler. hakir geçerken beni de sofraya çağırıp,
    “gel padişahımızın oğludur. sen de yemiş ol” dediler. hakir:
    “ya insan eti yenir mi?” dedim. onlar:
    “bah yenir ya! biz onun etini yeriz ki canı birimizin canına girip ölmez, bile gezer....”
    “bire adamlar, bu insan eti yenir mi, acı değil mi?” dedim. bir kart kalmuk:
    “acıdır sen yeme, eğer lezzetini bilmek istersen bir avradı bir kere öp, gör ne kadar lezzetlidir. eğer insan etini yersen lezzetinden yeniden hayat bulup bizim gibi çok yaşarsın” dediler.
    ve o saat bu insan leşi kebabını 40-50 nefer kalmuklar yediler, yağlarını yüzlerine, gözlerine ve vücutlarına sürüp kemiklerini yere gömdüler. ''
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap