172 entry daha
  • makaleleri kaliteli olan bir dergi düşünün.

    dergi, baskı maliyetini dengelemek için, reklam alma riskine ilk defa giriyor. yıllar geçtikçe görüyor ki reklamlardan çok iyi gelir elde ediyor, ve daha çok reklam alıyor. gün geliyor, national geographic gibi bir dergiye verdiğiniz paranın yarısının tüm sayfaları kaplayan reklamlara gittiğini görüyorsunuz. ilginizi çeken içeriğin ise gitgide kaybolduğuna şahit oluyorsunuz ve sonunda, dergiye abone iseniz aboneliğinizi iptal ediyorsunuz. (true story)

    reklam almak elbette ayakta durabilmek için şart. lakin söz konusu internet siteleri olduğunda, gitgide daha fazla reklam alan sitelerin problemi şu:

    kâr marjı, ziyaretçi memnuniyeti ve reklam geliri arasındaki dengeyi sağlayamamak.

    reklamlar içeriğin zenginliğini etkilemiyor belki, ama içeriğe rahatlıkla ulaşmanızı her seferinde zorlaştırıyor mu? zorlaştırıyor. evet; popup'lardan, banner'lardan, ve içeriği bloke eden her türlü reklamdan ve quiz'den söz ediyorum.

    örneğin; the social network'ü izleyenler bilirler: zuckerberg reklam konusunda hiç de aceleci davranmadı çünkü bunun bir tür kumar olduğunu biliyordu. bugün sitenin 2 milyar aktif kullanıcısı var. facebook'a girdiğiniz zaman çıkan reklamlar, sizin içeriğe erişiminizi sinir bozucu bir şekilde engellemiyorlar. aksine, facebook'ta öyle algoritmalar kuruluyor ki ana sayfanızda çıkan reklamlar, beğenilerinizle paralel oluyor.

    mesela star wars seven biriyseniz:
    1) site tasarımında düzgünce konumlandırılmış olan star wars t-shirt'lerinin reklamlarını ara sıra görmekten psikolojik olarak rahatsızlık duymazsınız;
    2) reklamveren daha çok ürün satar,
    3) site sahibi daha çok kazanır.

    bu loop bu kadar basittir.

    bir başka örnek olarak türk anime:
    aldıkları reklamlar içeriği "sinir bozucu boyutta" bloke etmiyor. ziyaretçi kitlelerinin genel olarak "nerd" olduğunu biliyorlar ve koydukları reklamlar da bu yüzden genelde fantastik oyun reklamları.

    bir de dizibox'a bakın. siteye girdiğiniz anda, ne olduğu belirsiz bahis sitelerinin gözünüze zorla sokulan reklamları sizi karşılıyor. peki türkiye'de yabancı dizi sevenler kim? genç kitle. bu genç kitlenin yüzde kaçı gerçekten kumara düşkün? çok azı. haliyle ziyaretçiler, gözlerine zorla sokulan alakasız reklamlardan rahatsız olup, "benim problemim değil, ben adblock kullanır geçerim." diyorlar.

    ziyaretçilerin adblock'a ihtiyaç duymaması için gereken, ziyaretçi türüne uygun reklam koymak ve reklamı site tasarımında doğru şekilde konumlandırmaktır. başarıya ulaşmak isteyen reklamverenlerin ve site tasarımcılarının mantıklı yollarla kendi aralarında halletmeleri gereken bir problemdir bu.

    ...
    ps: adblock kullanmıyorum.
579 entry daha
hesabın var mı? giriş yap