• bu hayatta her insanın başına gelmiş ve de gelecek olan insanın içine öküz oturtacak kelime dizileri...

    mesela öldüğümüz o günün sabahında kalkacağız pantolonumuzu gömleğimizi ayakkabımızı yani o günkü kıyafetlerimizi kendi ellerimizle giyeceğiz.

    bunu düşününce en yakın aklıma gelen vatan şaşmaz ‘ ın otelin güvenlik kamerasında son görünen o görüntüsünü anımsarım. x-raydan geçisi elini pantolonun cebine atışı... 3 4 dakika sonra yoksun. ne tuhaf.

    adam dolabını açtı bugün kırmızı kazak giyeyim ya dedi sonra saçını başını yaptı gömlek vs derken şarjdan telefonunu çıkardı dudağında da bir şarkı ya da ıslık neşeyle kapıyı çekti...

    sonra ölümüne gitti. ne acı ya.

    mesela sokakta arkadaşlarla oynanan o son oyun. sahi ne ara vazgeçmiştik o andan? yani ne oldu da sen artık büyüdün dedi hayat bize? kimse bilmiyordu o oyunun bir daha aynı dostlarla bir daha oynanamayacağını. oyunlar oynamak için bir araya gelinen o son buluşmanın sizi çocukluğunuzdan aldığını kimse hatırlamaz sanırım. yalın’ın da dediği gibi keşke oyunlar oynamasaydıkdiyorum ciğerimdeki öküzü birkaç saniye kaldırıp.

    sonra anne babana masumca sımsıkı sarıldığın o son kucaklaşma halinin son sarılma olduğunu bilmeden hızlıca sarıp bırakmış olabilir misin? ya şimdi olsa kaç dakika öyle ayrılmadan uzunca sarılırdın kimbilir...

    iç burkuyor cidden.

    internette birkaç caps gördüm de cidden fark etmeden neleri alel acele tüketmişiz be sözlük. çocukluğumuzu aşklarımızı oyunlarımızı ailemizi masumluğumuzu...

    ne garip... ne garip bu hayat!
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap