5 entry daha
  • bu aslında tarihte üzerine düşünülmüş bir fikir bence. ilk olarak varlığa gelip gelmeyeceğimi seçebilmem için kıyaslama yapmam gerekecek onun için bile kısa bir an için dahi varlığa gelmiş olmamız gerekiyor.(kim bilir belki de ömrün kısa ve sonlu olmasının nedeni de bu olabilir, basitçe dinlerin sınav dediği şey). bir diğer düşünce de eğer varlığa gelişimiz bize kalmış olsaydı yok olmayı seçen kişinin olmayacağını düşünmeden edemiyorum çünkü her an intihar edip yaşamına son verebilir. ilk acısını yaşadığı an, ilk kötülüğü anladığı an hemen yaşamına son vermek elinde olacağı için herkes, tüm ruhlar eğer böyle bir soru sorulursa varlığa gelirim der fikrimce.
    bir diğer düşünülmesi gereken fikir de, protestanlık'taki predestination fikridir. basitçe tanrı her şeyi bilen olduğu için bizim cennete mi yoksa cehenneme mi gideceğimizi bilir, biz varlığa gelmeden önce de biliniyordu aslında. ancak tanrının bizi yargılamadan direkt cehenneme ya da cennete göndermemesini nedeni yine insanı kendi bilinci ile kaderini değiştirebileceğine dair olan kibri ve "belki de ben de cennete gidecektim, denemeden bilinmez " minvalindeki haksızlıkmış gibi görünecek durumdur. düşünsenize direkt cehennemdesin ve tanrıya isyan ediyorsun. beni dünyaya yollasan böyle olmayabilirdi diye. hatta incil'de böyle bir pasajdan ilham alıyorlar da şu an hangisi olduğunu hatırlamıyorum. arayan rahatlıkla bulur. şöyle diyordu. "tanrının sizi yargılamadığını mı düşünüyoruz o her şeyin başında sizi yargıladı gibi..."
    sonuç olarak böyle bir soru sorulmadan, ya da belki de teknik anlamda varlığa getirip özgür irade vermediğin bir varlığa soru sormanın da mantıksız olduğunu hesaba katarak düşünecek olursak, herkes varlığa -varoluşçuluğun kavramıyla- atılır. kimse pesimistler gibi "vay efendim seçme şansım olsaydı gelmezdim vs. demezdi" diye düşünüyorum. çıkış kapısı hep açık. güle güle.
    not: imla hatalarını bağışlayın.
98 entry daha
hesabın var mı? giriş yap