türkiye'den bir dostoyevski bir tolstoy çıkmaması

• aslında ülkemizin neden hep eksik hissettirdiğinin de cevabını barındıran yoksunluk.
  
  alman ekolü, alman filozofların yapıtlarından doğmuştur.
  fransız devrimi, fransız edebiyatı sayesinde olmuştur.
  ingiliz anayasal monarşisi, yine ortaçağ ve yakın çağdaki ingiliz edebiyatının (john milton, shakespeare, geoffrey chaucer, francis bacon) ürünüdür.
  rus ekim devrimi, rus edebiyatını temel alır.
  
  2. meşrutiyet osmanlının fransız eserlerini kopya eden edebiyatından (kopya da olsa) doğmuştur.
  
  fakat cumhuriyet atatürk tarafından gökten zembille indirilmiştir, o dönem (14 ten 23 e kadar olan süre) devlet de millet de fetret devri içerisindeydi. edebiyatın katkısı olduğunu söyleyemeyiz. bu yüzden sindirilememiş bir devrim ve bu değerli olguyu kabullenemeyen bir toplum var. bu kabulsüzlük 21.yy'ın liyakattan yoksun "ez money" düsturuna tabi olunduğu için toplum nezdinde edebiyata aksediyor ve onu besleyecek ortamın bastırılmasına neden oluyor. beslenemeyen edebiyat da toplumu ileri taşıyacak yapıtlar ortaya koyamıyor. çözümü de olmayan bir durum. şu saatten sonra ne çıkarca çıksın, ne ortaya konursa konsun, toplum ortaya konan o eseri kabul edecek seviyede olmadığından yitip gidecek. şu devirde, 19.yy osmanlı edebiyatındaki gibi bir emeklemenin de söz konusu olamayacağı malumunuz. o sebeple gg ez. benzin dök yak yani.
  
  osmanlıda kanser devlet çınarının içini oyuyordu. fakat halk devletten soyutlandığı için o kansere henüz bulaşmamıştı.
  
  demokrasiyle birlikte halk kansere elini bulamış oldu. ağaçla birlikte halk da çürüyor.
  
  (bkz: yapacak bir şey yok)