• cumartesi akşamı nevizade’de arkadaşlarla bir araya geldik, hesabı ödedik aşağıya indik. arkadaşları beklerken sokaktaki masalardan birinde bir çift gördüm.

    önce bir emin olamadım, tekrar baktım.

    bir çift, muhtemelen evli veya sevgililer.
    oturmuşlar rakı sofrasını donatmışlar, kadeh tokuşturup içiyorlar.

    buraya kadar her şey çok olağan. ama kadın türbanlı. öyle emanete bağlamış iran’lı turist değiş. ya da anadolu geleneğidir diye bağlanan basmalardan da değil. bildiğin türban.

    önce bir şaşırdım. acaba mahalle baskısı ile mi türban takıyor diye. ama mahalle baskısı olsa gelip rakı içmez sokaktaki masada. yok kimse görmez diye düşünse madem kimse görmüyor o zaman türbanı da çıkartır.

    acaba fotoğrafını mı çeksem dedim, sonra kendimden utandım. manzara çom şaşırttı beni ama düşününce bir çok erkek ben namaz da kılarım arada iki duble de atarım diyebiliyorken. ayda yılda bir iki kadeh içerim diyebiliyorken kadın niye diyemesin ki. o yapınca niye hemen ‘auvvv’ olsun ki. kendi inancına göre sevabıyla günahıyla yaşıyor.

    dini inancım pek olmasa da kendisine epey saygı duydum. çünkü bir çok kişi “madem rakı içiyorsun niye kapalısın” denilecek, bir çoğu “zaten esas kapalılardan korkacaksın” diyecek sanki rakı içmek ahlaksızlıkmış gibi, bazıları “kapalı olmama rağmen rakı masasında oturup dinimizi kirletiyorsun” diyecek. ama o bunların hepsine siktir çekmiş gelmiş oturmuş keyfine bakıyor.

    yanıma gidip, helal olsun be kendi yoluna bakmışsın kimsenin ne düşündüğünü umursamadan demek geldi içimden. ama bunu desem de onu farkşı hissettiririm, fotoğrafını ondan izinsiz çeksem de ayıp ederim diye hepsinden vazgeçip yoluma devam ettim. ama bunu paylaşmayıp gıyabında helal olsun demesem de içimde kalacaktı.

    helal olsun sana kimsenin eleştirisinden korkmayıp türbanıyla rakı tokuşturan abla.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap