• bosna savaşı’na dair bi’ tiyatro eseri. çarpıcı, yakıcı, yıkıcı... okudum, ama izleyebileceğimi sanmıyorum.
    (bkz: matei visniec)
    “balkanların yeni savaşçısı etnik düşmanının kadınına tecavüz ediyor, çünkü bunu yaparak ona son darbeyi vurduğunu düşünüyor. düşmanının kadınında yeni bir savaş cephesi açıyor. etnik nefret “yeni” cephe dışında hiçbir yerde bu denli güçlü ortaya çıkmıyor. yeni savaşçının varlığı tanklarla, tüfeklerle, kurşunlarla değil, kadınların çığlıklarıyla anlaşılıyor. üstelik bu çığlıklar onun vatanına sonuna dek hizmet etmek hırsını kamçılamaktan başka hiçbir işe yaramıyor... yeni savaşçının yeni savaş alanları: eski komşusunun karısının namusu, eski okul arkadaşının karısının namusu, yarım yüzyıl önce ona “kardeşim” diyebilecek kadar yakın olanların karılarının namusu.
    etnik gurupları barıştıracak güç: geciktirici bomba.
    balkanlardaki barut fıçısı bu. uzun zamandır süren milliyetçi bunalımın kaynağı. vatanı olmayan insanların freudiyen intikamı. kadınların namusu bir savaş cephesi şimdi: son darbeyi vurmak için orada savaşılıyor.

    günümüzün etnik savaşlarında tecavüz bir tür yıldırım silahı. düşmanın dengesini bozmak için karısının ırzına geçmekten daha etkili bir yol olamaz.
    etnik savaşlarda tecavüze uğrayan kadınların yarısından fazlası saldırganlarını ya önceden tanıyorlardı, ya da o saldırgan kadınların en fazla altmış kilometre yakınında yaşıyordu.
    sorgulayabildiğimiz kadınların neredeyse yarısı, tecavüzcünün kendi köyünden, ya da komşu köylerden olduğunu söyledi.
    sorgulayabildiğimiz kadınların dörtte biri kendilerine saldıran adamın ya da adamların adını verebiliyordu.
    başka bir etnik guruptan erkekle evlenmiş olan kadınların çoğu, kendi etnik guruplarının üyesi erkekler tarafından tecavüze uğramışlardı. gurup dışı evlilik yaparlarsa cezalandırılıyorlardı.

    etnik düşmanın karısına tecavüz etmek, yeni savaşçılara müthiş bir zafer duygusu veriyor.
    etnik savaşlarda kadının cinselliği direnişin ete kemiğe bürünmüş haliymiş gibi görülüyor. yeni savaşçı bu direnişi kırmak için ırza geçiyor. böylece düşmanına son darbeyi vurduğuna inanıyor.
    kendi karısını, kızını, anasını, kız kardeşini iyice gizleyen savaşçı, hemen ardından düşmanının karısının, kızının, anasının, kız kardeşinin peşine düşüyor. yeni savaşçı, başka bir etnik gurubun üyesi olan düşmanıyla yüz yüze hesaplaşmayı genellikle istemiyor.
    yüz yüze hesaplaşmadan önce düşmanının yaşam kaynaklarını yok etmeyi umuyor. üstelik onun yaşam kaynaklarını çok iyi tanıyor. çünkü bir zamanlar düşmanının komşusuydu, düşmanının evine sık sık davet edilirdi, düşmanının ailesinden herkesi tanımıştı, düşmanının huyunu suyunu öğrenmişti. kısaca, düşmanı bir zamanlar dostu olduğu için, çevresindeki kadınların düşmanının yaşam kaynaklarının başında geldiğini, en zayıf noktası olduğunu iyi biliyor yeni savaşçı. savaşçılar vahşi bir zevk uğruna, ya da cinsel tatminsizlik yüzünden ırza geçmiyorlar. tecavüz, düşmanın moralini bozmak için bir tür askeri strateji olarak kullanılıyor. avrupa’daki etnik savaşların tümünde aynı amacı taşıyor: düşmanın evini barkını, dinsel inançlarını, toplumsal yaşamını, kültürel birikimini ve tüm değerlerini yok etmek.”
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap