6 entry daha
  • başları sinir uçlarıma basılma hissi yaşatsa da bir noktadan sonra rahatsız ediciliğine alıştığım film. ayılıp bayılmadım ama filmin özgünlüğünden dolayı hakkında bir şeyler yazılmayı hak ettiğini vurgulama ihtiyacı duydum.

    zararsız yaramazlıklar yapan bir çocuk grubu ile başlıyor hikaye. yaramazlıkların zararsız olduğu düşüncesinin verilmek istendiği anlaşılıyor ama pedagoglar gerçekten bu konuda hemfikir mi diye merak etmiyor değilim. kişisel olacak ama rahatsız eden konu filmin bu şekilde takılan çocukları bir sorun olarak karşımıza sunmak yerine umursamaz bir aktarıcı kıvamında takılması. motel yöneticisi bobby paternalizmine rağmen bir çeşit sağduyuya, normal olana orjin, merkez teşkil ediyor. yaramazlıkların ulaştığı zirve; terk edilmiş bir evi yakmak olarak karşımıza geldiğinde çocukların "yetişkin" ebeveynlerinin ayrıştığını birbirleri ile ters istikamette tepki verdiklerini görüyoruz. halley selfie çektirecek kadar konunun önemsizliğini savunurken, ashley için bu kırmızı çizgiler çizilecek bir konu olarak görülüyor. bir tarafta ne yaparsa yapsın onu eleştirmeyen ve sonucunda her hareketinde özgüven fışkıran bir kıza sahip anne varken diğer tarafta hayatın sorumluluklarını önemseyen ve bu doğrultuda hoşuna gitmeyeceğini bilerek oğluna kısıtlamalar koyan başka bir anne var.

    elbette halley karşımıza çocuk yetiştirme konusunda bir alternatif olarak sunulmuyor. normal sınırların dışında, sürdürülebilirliği bile olmayan bir anne figürü olduğu net olarak ortaya konuluyor. ancak bunu yaparken çocuğun özgürce davranması ile ruhunda inşa ettiği "güzelliği" kaybettirecek "iyi" bir ailenin yanına verilmek gibi bir uygulamaya da taraftar olunmadığı belli ediliyor. izleyiciye de çocuk yetiştirirken sunulması gereken disiplin ve özgürlük dozu hakkında ideal miktar ne sorusuna muhatap olmak düşüyor.
79 entry daha
hesabın var mı? giriş yap