5 entry daha
  • bu kitap, büyük sorulara verdiği çok katmanlı cevaplarla, itiraz ve kabulü aynı anda yaşatabiliyor insana. doğru tespitlerine hak vermemek mümkün değil; diğer taraftan fazla genellediği kısımlarda öfkesini hissettiriyor okura, mollalar kısmı örneğin. bir toplumsal sınıfı anlatmak için genelleme yapmak gerektiğinin farkındayım da burada başka bir ton var. bütün bunlarla birlikte, modernleşme maceramıza bir de shayegan merceğinden bakmak zenginleştirici. özellikle müzmin tembelliğe dair söyledikleri öyle tanıdık geliyor ki:
    "cılız kaynaklarıyla yetinen ve huzurunu bozacak her tür maceradan kaçınan bir mirasyedi gibi tembelim." (22)

    sonra, entelektüeller hakkında söyledikleri... "hınç fenomenolojisi" gibi birçok alana uygulanabilecek müthiş bir kavramlaştırma yapması:
    "aşırı duygulu kimselere özgü kibirleri, onları hınçlı insanlar haline getirmektedir. engellenmişlik özelliğiyle göze batan bu entelektüel kesimle ilgili olarak hınç fenomenolojisi üzerine koca bir kitap yazılabilirdi." (151)

    ikili klostrofobiyle ilgili söyledikleri şu anki kültür ortamımıza ne kadar uyuyor:
    "en kalabalık grup olan vasat entelektüeller grubuna özelliğini veren şey kültürel klostrofobisi'dir. zira, toplumsal talepleri (ki çoğu zaman haklıdır) ve kültürel taleplerine (bunlar daha az haklıdır) rağmen bu entelektüeller genellikle kısırdırlar ve özgün hiçbir şey yaratmazlar. bu entelektüeller bir yandan kendilerini halk kitlesinin üstünde hissederler, halktaki tarihsel gecikme ve taassuptan yakınırken, sinsice halkın bozulmamışlığını överler; öte yandan, kendilerini batı karşısında aşağı bir konumda hissederler..." (152)

    bu da okuduğumda çarpan son betimleme olsun: "avazı çıktığınca bağıran ama sağlam hiçbir şey yaratmayan, sağa sola çarpan ama kök salacağı bir yer bulamayan bir sahte-kültür." (158)

    yamalı bilinç.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap