6 entry daha
  • ekşi siyaset'in en genç konuğuydu, dün zirvemizi yaptık ve her daim olduğu gibi iki saat olarak kararlaştırılan zirve dört saat sürdü.

    osman ertürk özel nasıl biri?

    boylu poslu, sarışın, muhacir, yakışıklı bi' delikanlı. hani tanımasak gençlik kolları genel başkanı değil de "arkadaş vitrin yüzümüz" deseler ikna oluruz.

    iyi parti üzerine söylemleri;

    yerel düzeyde siyasetin içinde bi' aileden geldiği için küçük yaşlardan beri siyasete yabancı değilmiş. elbette mhp ve halefleri çizgisinde bi' süreçten bahsediyorum. uzun zamandır da mhp içerisinde devlet bahçeli'ye muhalif durumda iken iyi parti'nin kurulmasıyla birlikte kendisini teşkilatın içinde bulmuş. milliyetçi köklerden gelmesi nedeniyle iyi parti'deki süreç üzerine ise daha merkezden baktığını açıkça söyleyebilirim. zaten iyi parti kendisini merkezde konumlandırmışken kendisinin bildiğimiz milliyetçi reflekslerle süreç okuması yapması abes olurdu.

    merkezden bakmakla şunu kastediyorum; iyi parti'nin tipik mhp refleksleriyle hareket etmesi durumunda alacağı oy belli. siyasi iktidar karşısında konumlanmış bloktaki her seçmene yönelik genel bi' söylemden çok, genel bi' türkiye portresi üzerinden, çoğumuzun gerekliliklerden ve aşağı muhalif herkesin belli başlı kaygılarından kendisinde de mevcut. kürt sorunu, laiklik, islam, milliyetçilik, atatürkçülük gibi toplumun hassasiyetlerinin olduğu konularda ise keskin ve radikal değil, daha kapsayıcı ve rasyonel bi' bakış açısı var. elbette netice itibariyle bi' siyasi partinin mensubu olduğu için işin doğası gereği pragmatist bi' yönü de var, bu pragmatizm daha çok seçim matematiğini ilgilendirse de seçmenlerin oyunu almak için ponçik görünmek ve "köprüden geçene kadar ayıya dayı demek" anlamında algılanmamalı.

    iyi parti'nin bildiğimiz mhp'den ne farkı var?
    80' sürecinden beri mhp'nin karnesi ortada. ülke dinamiklerine ilişkin kritik zamanlardaki konumlanmalarından tutun, siyasi söylem ve eylemlerine kadar mhp ve ülkü ocakları yapılanmaları denilince aklıma istisnaları saymazsak, beynine kan gitmeyen bi' grup saf ve donanımsız gencin hiyerarşik olarak kurulan siyasi yapılanmalar içerisindeki içi boş söylem ve eylemleri geliyor. 80' dönemindeki sağ-sol çatışma dönemlerini ayrık tutuyorum, günümüzde devlet bahçeli ile başlayan ve bugüne süregelen milliyetçi kitlenin gençlik yapılanmaları malumunuz,
    üniversitelerde kürtçü-solcu yapılanmalarla alan savaşı veren, türk milliyetçiliği'ni abilerinden öğrenen, ezberlenmiş siyasi sloganlarla kendisini vareden ve çoğu zaman neyi-niye yaptığının idrakında olmadan oradan oraya sürüklenmiş, kimi zaman can yakmış kızgın gencolar olarak tanımlıyorum. enteresan bi' şekilde iyi parti bana bu milliyetçi güruhun modifiye ya da restore edilmesinden çok, ana düşünceyi temel alarak bütün metodolojisini yıkarak yeniden bi' tanımlama ve kendini bulma ihtiyacı olarak hissettirdi.

    zirve neticede off the record tadında olduğu için konuşulan her konuyu alt başlıklar halinde sıralamam mümkün değil, zaten osman ertürk özel de dört saat içerisinde yalnızca iki kere "arkadaşlar bu husus aramızda kalsın" dedi, euhe. haricindeki her konuda ise açık bi' tutum sergilediğini söyleyebilirim.
    hayvan hakları, çevre ve ekoloji, hatta temelde insan hakları, ayrımcılık, medeni haklara dair hukuki düzenlemeler ve işleyiş hakkında öylesine enteresan ve beklemediğim bi' portre ile muhattaptık ki, içimden umarım söylemleri ile iyi parti'nin hesapladığı yol haritası ve ileride karşlılaşması muhtemel politik çıkmazlarda bu söylemler üzerinden çözüm geliştirirler diye temenni edip durdum. en basiti şunu söyleyebilirim; iyi parti, köklerinin bi' kısmını aldığı mhp çizgisindeki gibi geçmişteki çözüm politikaları üzerinden kendisini tanımlamıyor. nedir bunlar?
    bi' kere şiddete dayalı refleksler ve ötekileştirme konusunda enteresan düzeyde merkezden bakıyorlar.
    genel başkan lgbt konusu açıldığında dahi laisses faire çizgisinde, devletin ve kamu düzeninin sınırlarını çizerek bireyin kendisini tanımlama ve ifade hakkı hususunda öylesine güzel ve doyurucu hak ve sınırlama tanımları yaptı ki bi' an için kafamda kurguladığım iyi parti'de olup olmadığım konusunda tereddüte düştüm diyebilirim.

    hasılı; selahattin demirtaş'ın saz çalması, cezaevinde kitap yazması ve barış temennilerini ciddiye almayan bi' güruhun karşısında, meral akşener'in hayvan sevgisini de pr olarak tanımlayan karşı bi' güruh var. politik devrim ve tepeden inmeci siyasal değişimler üzerine o kadar fazlaca kafa yoruyoruz ki, karşılıklı konumlanan ve radikal diyebileceğimiz odaklar dahi zamanın akışıyla söylem ve eylemlerinde değişiyor. biz bu yapıları durduğumuz yere göre tanımlamaya devam etsek de yapılar biz farkında olmadan değişiyor, üzerine düşünmek elzem...

    hasılı; umarım dün zirvede konuştuğumuz konular üzerinden yapılan tanımlamalar ve tespitler iyi parti'nin gelecekteki konumlanması ve stratejisine tesir eder düzeyde şeyler olur.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap