kapı
aynı isimde "kapı (film)" başlığı da var
-
"yağmurla örtünüyorum bir mum eriyiğinde
ve bir kötü sezişin
aynalardan aynalara uzanan görüntüsüz belleğinde
hatırdan siliniyorum çığlıksız
duyar gibi.
kestim
istenen şekle giren çok ıslak bir düşten
yere düşen alevleri
bu neyin tanığıysa
yorgun ve bedensiz bir yürekten dökülen
yaşam değildi yitirdiğim.
kiminse bu önüme serilenler
ve geri getirdiklerim
gelse
içeride birikiyorum loşluklar üzerinde
belli ki yaşıyorum
bu şafaktan artan bir andan sızıp
hatırdan siliniyorum
ne içimde hissettiğim ellerimden
ne de loşluktan bir ışık gelip
karartmıyor gerekeni.
geldiğinde kapıyı açma
dinle ayakseslerini
gözlerini kullanmadan
isteyiver maviliği
bir kardan gülüş gibi
ısıtır tüm söylenenleri.
kapılar vurulacak ardarda
olan gibi karşılanıp
saklanılacak
(ki daha kolaydır gizlemekten)
bir başka yaşamı zorlayacak kapılar
ve çirkindir
güzeldir diyemeyeceksin bu yüzden hiçbir şeye
kendine bile
aralayacaksın bir sesten yere düşen
ve orada kalıvereni.
kıyılardan derlenen geldiğinde
tüm bastonları zorlayacak kapını
aralayıp da sesleri
"ben" diyeceksin
bunca güneş altında saplanamıyorum türlere
ve onların çeşitliliğine
başlatacaksın anlamı yitirmeye başladığında
bir kayaysan kayadan daha fazla
ürperteceksin kendini sınır tanımadan
bitiverdiğinde ölümün dersen
ölüm kurtuluşsa
yaşam ölümdür diye."
şule gürbüz, ağrıyınca kar yağıyor (s.16-17-18)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap