9 entry daha
  • ne durabilir ne oturabilirsin. ne okuyabilir ne uyuyabilirsin. elini neye atsan, daha attigin an kalbin sikismaya baslar. dar gelir ev, dar gelir sokaklar. anlatmaya ve anlasilmaya olan ihtiyacin ve inadin yüzünden, sözcükler, onlara güvenin kalmamis olsa, onlara arkani dönmüs olsan bile yine siginagin olur. hiç alisik olmadigin halde yakarsin bir sigara, baslarsin yazmaya:

    ”......sen yolun sonuna yaklasmissindir,o'ysa henüz baslangiç çizgisinin üstündedir. sen sayisini bile unuttugun ihanetlerin, yalanlarin, aldatmalarin, tutulmamis sözlerin, hayal kirikliklarinin alevli çemberinin içinden atlaya atlaya yanik içindesindir, o'ysa hiç kirlenmemis hiç kirletmemistir. hoyratligi bile naifligindendir, bildiginden degil; anlarsin. sen onun yüzüne her bakista, asla birlikte yaslanamayacagin adami görürsün. banyodaki aynanin önünde, senin dis firçan durmayacaktir onunkinin yaninda. senin bornozun asilmayacaktir onunkinin üstüne. senin çocugun olmayacaktir, onun elinden tutup parka götürdügü. bunlari biliyor olmanin agirligiyla sevmissindir. sen, askin hem de mutlu olaninin ne menem bir anka oldugunu bilirsin, göze almayacagin sey yoktur.o’ysa yasayacagi binbir sevdanin birincisindedir, hayat gözünün almayacagi kadar uzundur....” kendi içine gömülmüs böyle düsünürken çocuklugundan tanidigin bir kadinin* kirgin kirik sesi, yataginin kenarina gelir oturur, sarmalayıp seni, güç vermek istercesine kolunu sikar gibi eslik eder.

    “yillar gecti yasim oldu kirk iki
    mevsimler degisti takvim degisti
    sesi rengi kokusu degisti askin
    o beni unuttu ben onu unuttum
    unuttum...unuttum...” derken unutacagini, unutulacagini, mezarlarin hatta gezegenlerin bile bir ömrü oldugunu hatirlatir sana.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap