2 entry daha
  • tübitak baskısı olan 3 kitaplık edisyon üzerinden roger penrose'un 'kral'ın yeni usu'nu yeniden okuyorum. sırada yazarın son kitabı 'gerçeğin yolları' var.

    kitabın ikinci cildindeki (fiziğin gizemi, kralın yeni usu ıı, s. 33 - 50) faz uzayları temelli hamilton mekaniğini okurken, bunu beşeri bilimlere nasıl adapte ederim diye düşündüm ve bu konudaki sezgilerimi 4 tvitlik bir akış halinde paylaştım.

    onların twitter'da kalmasına gönlüm razı olmadı:

    'isabetli sosyolojik tahmin zorluğuna hamilton kuramı üzerinden yaklaşacağım. 'n' elemana/parçacığa sahip 1 faz uzayı üçü parçacıkların momentumuna, üçü de konumlarına ait olan 6n boyuta sahiptir. faz uzayı matematiksel bir uzaydır. 'n' kişiden oluşan bir topluluğun sosyolojik boyutu, faz uzayı yaklaşımından hareketle, üçü insanların iradesine, üçü de aktüel pozisyonlarına ait olmak üzere, 6n boyutludur. bir diğer deyişle, meselâ, 85 milyonluk 1 toplumda, her aktüel uğrakta/ her anda minimum 510 milyon değişken/parametre var demektir.

    bu yüzden de beşeri bilimlerin yolu, kalabalıklaştıkça karmaşıklaşan ve doğru öngörüde bulunmayı imkânsızlaştıran toplulukların davranışlarının sonuçlarını doğru analiz etmek olmalıdır. verili durum analizlerinin sıhhati, geleceğe dair yapılan projeksiyonların isabetliliğini arttıracaktır.

    doğal bilimlere dair argümanların beşeri / toplumsal bilimlere uygulanmasının, indirgemeciliğin umumi zaaflar setinin kimi unsurlarını sahaya davet edeceğini bilmiyor değilim. öte yandan, 'çoklu-disiplinli düşünme'nin vaat ettiği bazı imkânları da görmezden gelmek istemedim.'

    hamilton mekaniği'nin faz uzayı kavramını sosyolojiye tatbik ettim. akademya bu dercetme temelli cür'etime ne der acaba?'

    @bvray nickini kullanan akademisyen dostum burçin aydoğdu'nun cevabi tviti:

    'sosylojiyi tam anlamıyla pozitif bilim haline getiren bir yöntem olur ama bilgisayarsız analizi de imkansız hale getirir herhalde hocam. gelişen yapay zeka teknolojisini de düşünürsek bilgisayarların sosyologları işsiz bırakacağı ama çok müspet sonuçlar alacağı bir yol galiba...

    buna yanıtım:

    'malûmunuzdur, çeşitli metrik setleri oluşturarak beşeri bilimleri nicelleştirmenin 2 asırlık bir geçmişi var. sosyal bilimlerden pozitif bilimlere geçiş örnekleri: sosyoloji>sosyometri, arkeoloji>arkeometri, antopoloji>antropometri, psikoloji>psikometri, ekonomi>ekonometri, vd...

    parçacıklar değil de alanlarla ilgileniyorsak, maxwell denklem seti girer devreye. uzayın her bir noktasındaki alan denklemlerini tarif için, parçacık kuramındaki 6 parametre yerine, sonsuz değişkene ihtiyaç vardır. bu yüzden de maxwell kuramının tarif ettiği 'kuvvet alanlarının...

    ...faz uzayı' sonsuz boyutludur. çok boyutlu insan ilişkileri için bu, hamilton kuramından daha kuşatıcı bir çerçeve sunsa da, içerdiği 'sonsuzluk' antitesi ölçümlemeyi, matematize etmeyi imkânsız kılar. bu yüzden de bilim, 'yaklaşıklık'ı esas alır, sonsuza giden küsuratı yuvarlar,...

    ...sonsuzları 're-normalize' eder, belirsizlikleri görmezden gelir. bu yüzden de sosyometride maxwell'in değil, hamilton'un yaklaşımının kullanılmasını öneriyorum.

    ilerleyen dönemde, çok gelişmiş kuvantum bilgisayarlarının yapacağı sosyometrik ölçümler ve tahminlerde maxwell denklem setinin kullanılmasıyla, newton'ın düşü gerçekleşecek ve her bir insan teki, maxwell'in cin'i gibi, geleceği mükemmelen bilebilecektir.'
hesabın var mı? giriş yap