• zihnimizde tasvir ettiğimiz tanrı, bir insan formuna indirgenebilecek özellikte ise doğru bir söylemdir.

    andy weir'in (bkz: the egg) hikayesini okuduğumda, insan denen yaşam formunun ve bu kurulu düzenin aslında herkesin birer tanrı olmak için bu yolda olduğunu ve tanrılık mertebesine ruhen ulaşabilmesi için farklı hayatlarla ve yaşam mücadeleleri ile yoğrulması gerektiği için meydana geldiğini düşünmüştüm.

    bu sadece bir varsayım tabi ki. ama her zaman olduğu gibi ilk önce cevaplanması gereken soru başlangıcının nasıl ve neden olduğudur. zaten bilimde de takıldığımız nokta bu.

    dünyaya gelmek için rızamızın alınmasına da aslında şöyle bakıyorum. belki de bizden önce tanrı olanlar yaratılmış olan ruhlarımıza, yeryüzünde yaşayacağımız hayatla ilgili bize özet halinde görsel bir sunum izleterek, bunu kabul edip etmeyeceğimizi soruyor. eğer kabul edersek, her türlü zorluğu hayatın bütün olan düzenini kabul etmiş sayılıp dünyaya gönderiliyoruz ve reenkarnasyonla farklı hayatları, farklı bedenlerde yaşayarak ruhumuzu terbiye ediyoruz.

    tabi ki zihnimizin ve beynimizin yeryüzünde kullanamadığımız bir noktası nedeniyle ruhumuzun tercih ettiği yaşamı hatırlamıyoruz. öldüğümüzde, tekrar aynı sorgulamalarla karşı karşıya kalıp, farklı biçimlerde dünyaya gönderiliyoruz. sadece insan olarak değil, kimi zaman bir hayvan kimi zaman bir bitki olarak.

    dünyadaki bunca kötülüğe rağmen, bile isteye bu düzeni kabul etmemiz ise tanrılığın bize cazip gelmesi, ruhumuzu tatmin etmesi, tanrı olduktan sonra bizi bekleyen şeyler olabilir.

    neyse ben en iyisi bir çay koyayım.*
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap