• can atilla diye bir adam var. müzik yapıyor bu adam, müzik yapıyor ve öyle bütün popüler radyolarda çıkmıyor karşınıza. televizyonlarda, magazin programlarında. çıkmıyor işte.

    ama siz, bu adamın yaptığı müziği dinlerken bir yerlere gidiyorsunuz. bilim, bir anda ilerliyor, zamanda seyahat mümkün oluyor ve hatta evrenin sonundaki restoranda bulabiliyorsunuz kendinizi. bir akşam yemeği vakti, şık elbiseler giymişsiniz. meselâ sevdiğiniz kadın var karşınızda, ceketinizin iç cebinde bir kabarıklık. görünmüyor ama varlığını orada hissediyorsunuz.

    elif biçare'ye gelince; can-î yunus'ta yer alan can atilla eserlerinden biri. pek popüler olmayan ancak sevdiğim şarkıların resmi geçit yaptığı bir frekansta çıktı bugün karşıma. tam bir adım daha ileri gidecekken geri çektim kendimi. aynı anda yedi, belki de sekiz farklı evrende bir balkondan, bir uçurumdan, bir dünyanın sonundan düşmekten kurtuldum, kimbilir.

    belki diğer eserlerinin yanında sönük gelecek kulağınıza, belki ben, özellikle içerisinde bulunduğum ruh hali sebebiyle fazlaca abarttım, değer verdim. bilmiyorum.

    mutluluklarımın da hüzünlerimin de, durgunluklarımın da memleketimin denizi gibi taşkınlıklarımın da beraberinde çınlar bu eser kulaklarımda.

    son olarak; sevin, sevilin azizim. şarkılar da bir hayli anlamlı oluyor o zaman özellikle.
hesabın var mı? giriş yap