• şu ülkede, monotonluktan sıkıldığımızı bi' anlatamıyoruz. böyle zamanlarda serdar abi aklıma gelir. istanbul'un sokaklarında başıboş dolanıyordum. canım sıkkındı. gerçekten gam ve kasvet doluydum. çünkü temelde yaşantımı beğenmiyordum. ama kimselere göre bu pek de bir sorun değil, durumumu açıklayamıyordum. neyse serdar abi'yle karşılaştım yürürken. ne var, bir şey mi oldu, dedi. canım sıkkın, dedim. keyfim yoktu. biraz kendimi açtım ama pek de durumu anlatamadım galiba. yolun bir noktasında durdu. ben de durdum. sağ elini yumruk yapıp, dikeliyo mu, dedi. ne dikeliyo mu abi, dedim şaşkınlıkla. ama söyler söylemez ne kastettiğini anlamıştım. dikeliyorsa sorun yok, demişti. sanki tek dert bu anasını satayım.

    yaşantından memnun olmamak şımarıklık olarak görülüyor. önce sağlık, para ıvır zıvır ama bu boşluk dolmuyor işte. zengin olup intihar edenleri anlayabiliyorum böyle anlarda. insan o kadar şeye sahip olsa, sahip olmanın da en nihayetinde bir boka yaramayacağını sezinliyor.

    bazen tv'ye bakarken yumruk atasım geliyor. bir dahaki sefere tekrar bayana kadar uzaklaşıyorum. cacık muhabbetlerden sonra, inzivaya çekilesim geliyor. sonra inzivanın da bayacağını seziyorum. sonra bu döngüler kendi içinde tekrarlanıyor. oraya buraya savruluyorum. sonra bir an anlıyorum ki, bir şeyi hayatımın tam merkezine koyabilecek kadar aptal olamıyorum. işte böyle bir kafa ancak uzmanlaşabilir. orta direk diye tabir edilen ailelerden gelen insanlara, bu yaşam pek bir şey vaadetmiyor.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap