5 entry daha
  • hikayeleri gereği belli psikotik sıkıntılara sahip olması kaçınılmaz karakterler psikolojik açıdan oldukça sağlıklı olurlar, kötü karakterlerin kötülüğünün bir temeli yoktur ya da eğretidir, aynı biçimde sosyo-kültürel seviyesi yüksek biri öyle biri değilmiş gibi davranabilir, ya da tespitteki gibi karakterler kendilerinden beklenmeyecek beyanlarda bulunurlar.

    tv'de ve sinemada sıklıkla gördüğümüz şeyler bunlar. özellikle kendi ülkemizde yapılan işlerde çok daha savruk biçimde görüyoruz. ortada ticari bir ürün varken ve satış kitlesi belliyken kaçınılmaz son. şu halde gerçeklikten dem vurup yermenin de pek bir anlamı olmuyor. benim kendi adıma beklentim yüksek perdeden değil, nispeten tutarlılık ama bizim işlerimizin çoğunda o kadarı bile yok denecek kadar az maalesef. o da toplumsal yapımızla ve bu işlerin ticari hitabetiyle alakalı bir şey. o yüzden burun kıvıramıyorum.

    yalnız başlıktaki mesele bundan farklı bir şey.

    bu işlerde hep insan anlatılır ama çoklukla, (hususiyetle bizde) hikaye sahibinin psikoloji ve sosyoloji zemini sağlam değildir, sağlam olsa bile ticari ürüne dönüşecek bir şeyde salt gerçekliği satabilmek imkansıza yakındır. zengin kızlar - fakir oğlanlar, kaybeden kötüler-kazanan iyiler, romantik mafyalar vs. nereden baksan gerçek hayatta karşılığı olmayan hikayeler ve onların gerçek dışı karakterleri... zaten amaç bunların böyleliğiyle ürün yaratmak. haliyle buradaki tutarlılık beklentisini belirli bir çerçevede tutmak lazım.

    hüseyin'in görece cahil karısının, kocam metro goldwyn mayer aslanı gibi kükrer, demesindeki tutarsızlık olmasa ortada madden ve manen satacak pek bir şey olmaz. neyi, ne için, ne şartlarda, hangi beklentiyle, ne kitleye, ne üslupla anlattığın önemli. salt gerçekliği ve tutarlılığı ne koşulda beklemek gerektiği de var. recep ivedik gerçek -olması gerektiği gibi- bir recep ivedik olsa ticareten de hitabeten de manasız bir şeye dönüşecek. sıdıka, sosyo-ekonomik olarak düşük bir mahalle ve aile profilinin hikayesiydi, sıra dışıydı; kültür düzeyini aşan espriler yapan karakterlerin dili onun anlamı, niyeti ve hitabet biçimiydi. bu noktada saçmalık demek çok lüks ve dar bir bakış açısı olur.

    bu iş böyle. senin de kişisel olarak oraya biçilen manayı seçmeyi ya da reddetmeyi tercih edebilmenden ötesi yok kısacası.
hesabın var mı? giriş yap