• bıkmadan usanmadan şikayet ediyorlar.. bunu her gün yapmazlarsa, eksik kalacaklarını düşünüyorlar.. en kötüsü de; hep onay beklemeleri ve sizden gelecek herhangi bir eleştiri kırıntısını kabul etmemeleri..
    "kocam beceriksiz, annesine düşkün, yeteneksiz, kaba, tembel, çocuklarla ilgilenmiyor, bana karşı çok isteksiz, suratını asıyor, benimle hiç konuşmuyor ama arkadaşları ile saatlerce muhabbet ediyor, sosyal ilişkileri zayıf, öz güveni eksik, sorumluluk sahibi değil" duyduklarımdan sadece bazıları..
    içimden geçen ve hemen söylemek istediğim "ee arkadaşım boşansana, sen mutlu değilsin, bu evlilik de anladığım kadarıyla yürümüyor" oluyor.. birkaç saniye durup "hayır söyleme, onun şu an desteğe ihtiyacı var, sakın eleştirme zaten zor günler geçiriyor görmüyor musun?" diyerek sakinleşiyorum..
    sonrasında başlıyor teselli, onay verme, pozitif düşünmeye sevk etme dönemi.. beş gün, iki hafta, üç ay... bitmeyen süreç başlıyor..
    sonra acı gerçek geliyor, arkadaşlarımın bundan keyif aldığını, bu negatif çember içinde bulunmaktan aslında hoşlandıklarını, hiçbirinin o sevmedikleri kocalarından boşanmayacaklarını ve olanın yine benim zamanıma olduğunu anlıyorum..
    şikayet edeyim, kocamı yerin dibine sokayım, ben ben ben diye dolaşayım; ama kimse bana boşan demesin! yok öyle bir dünya, diyorum valla, sonra da onların değil bizim ilişkimiz bitiyor tabi..
    hep mutsuzsunuz, adamları yiyip bitiriyorsunuz, yaşadığınız güzel hayat sizi tatmin etmiyor, çünkü şımarıksınız ve sürekli başka insanları bu zulme maruz bırakıyorsunuz.. lütfen olması gerektiği gibi boşanın, çalışın, kendi ayaklarınızın üzerinde durun ya da artık şikayet etmeyi kesin..
    sizin yaşamaktan şikayet ettiğiniz hayatları hayal bile edemeyen kadınlar var bu ülkede..dua edin söz hakkınız var, dua edin değer gördüğünüz, sevildiğiniz aileleriniz ve dua edin ki sizi dinleyen dostlarınız var.. sömürürseniz koca da gider, aileniz de biter, arkadaş markadaş da kalmaz etrafınızda..
    bir de n'olur, kocam yaptığım zulüm karşısında resti çekti beni boşuyor diye ağlayarak gelmeyin; o kısımda nutkum tutuluyor çünkü.. "ben sana aylardır ne anlattım kardeşim?".. bu kadar ezilmeye, aşağılanmaya, tribe taş olsa dayanmaz; bak tuttu tuttu kendini, düşündü taşındı, onay aldı ve seni boşuyor işte.. "evet evet sen ne yaptın böyle, eyvahlar olsun nasıl bu kadar acımasız olabildin değil mi?".. şimdi haklısın işte..
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap