5 entry daha
  • gelişimini ilk günden beri sevinçle takip ettiğim organizasyon. bir de app'ı var, mola app.

    geçenlerde hürriyet ik'da tam sayfa bir ropörtajını gördüm erhan'ın, o zamandan beri buralara geleyim de iki satır yazayım diyorum, anca bugüne kısmetmiş. merak edip baktım takribi 7 hafta geçmiş. yaşasın procrastination illeti... (tembellik dediğini duyar gibiyim. bence kendine sakla.)

    mindfulness'la 2015 yılının sonlarına doğru bir app vesilesiyle tanıştım, tanışma hikayemiz çok değişik, seviyorum. mindfulness'la tanıştım ve hayatım değişti dememi bekliyorsunuz ama yok canım o işler öyle hemencik olmuyor. zihin şifaya programlı olduğu kadar şifaya direnmeye de programlı. benimki de direndi, yer yer yine direniyor.

    öte yandan bu mesele armut piş ağzıma düş bir mesele de değil, emek vermek gerekiyor, "dur ve nefes al" komutu çok kolaymış gibi geliyor kulağa ama "durmak" kolay değil. hele sükunet içerisinde durabilmek hiç kolay değil.

    haliyle bedeni ona dur demiş birinin (suser burada erhan'dan bahsediyor) bu sitemi ciddiye alıp çıktığı yolculuktan edindiği tecrübeleri paylaştığı bir eğitim benim için tüm sertifikalardan ve diplomalardan uzak bir heyecan ve merak kaynağı olmuştu. o günkü heyecanım bugün bile aklımda, üstelik erhan'ın yolculuğunun hala yakın takipçisiyim.

    nihai tüketici olmanın getirdiği "yine bizi düdüklüyorlar" hissini bir kenara bırakmasam belki bu eğitime katılamazdım. ama bazen yeniliğe, şifaya şans vermek gerekiyor. şifa içimizde, ben buna inanıyorum. yine de içimize giden o yola neyin ışık tutacağını henüz bulamadıysak denemekten de korkmamak lazım. şifaya şans verin. uygun ortam yaratın. gerisi gelir.

    zaten, zihin hep böyle, her duygunu, hamleni yargılıyor; akıl veriyor, senden iyiyi bildiğini iddia ediyor ve susmuyor ulan sus-mu-yor.

    işte mindfulness da burada devreye giriyor ve bir bakıyorsunuz yıllar önce:

    “şimdi ve burada” olmak,
    yargılamamak,
    düşünceleri sıkı sıkı tutmamak/düşüncelere tutunmamak,
    yargılamadan izlemek,
    geçmelerine izin vermek
    ve dikkatin dağıldığında dikkati yine,
    bedenine,
    içine,
    etraftaki seslere/kokulara çekip anda kalmak

    şeklinde (* *) kafama kodladığım bilgiler en ihtiyacım olan anlarda ringe çıkıp o dırdırcı zihnime sağlam bir kroşe yapıştırmış ve nakavt sessizliği.

    bir de düşünün yani, düzenli nefes çalışmışlığım, mindfulness egzersizi yapmışlığım filan da yokken ne kriz anlarını geleceğin endişesi olmadan atlatmışım. ne ilişkileri geçmiş yüklü valizleri getirmeden şimdiye, karşımdaki yeni insana bakarak tecrübe etmişim, yağmurlu ve soğuk diye havayı "kötü" diye yaftalamamayı öğrenmişim (iyi ki varsın erhan), trafikte tıkıldığımda, bir yere geç kaldığımda, bir deadline yaklaştığında dört nala koşan kalbime sakinliği öğretmişim. adım adım hayatıma sahip çıkar olmuşum.

    ne iyi etmişim de mindfulness'la tanışmışım.

    eğitimden aklımda kalanlar, akıcı, dikkati uyanık tempoda tutan, benim için özellikle önem arz eden bilimsel atıflar açısından zengin, soyut kavramlardan bahsederken anlaşılırlığı kolaylaştırmak için görsellemelerin kullanıldığı bir eğitim olduğu. tabii bütün bunlara ek olarak erhan'ın yalınlığı, heyecanı, güleryüzü ve iyi niyeti.

    bu başlığı ilk günden beri takip ediyorum. deneyin, paylaşın ama zihni susmayan insanlar bu kadar çokken ne olur denemediğiniz şeyler hakkında kendi önyargılarınızı bu gibi mecralara kusup, başkalarının önyargılarını da beslemeyin. onun yerine derin nefesler alın ve anın tadını çıkarın.

    yukarıdaki özet yeter şimdilik duramasanız bile.

    tehlike anında camı kırın ve derin nefesler alın.
    deneyin. yanılın. yine deneyin.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap