4 entry daha
  • yunan meselesi çok önemsiz gibi geliyor olabilir ama istanbul işgal altında iken ingilizler talep ve isteklerini hatta sevr antlaşmasını böyle kabul ettirmiştir. devamlı surette padişah'a "yunanlılar buraya gelir, yunanlılar istanbul'u alır" şeklinde yapılan bir baskı vardır. hatta 1922 civarı kurtuluş savaşı sürerken yunan kuvvetlerinin istanbul'un kendilerine verilmesi ile ankara hükümetinin "barışa zorlanacağı" yönünde bir notası vardır.

    yani "utanılacak" bir durum varsa bu zaten 1918'de istanbul'un işgali ile başladı. eski eyaleti ve tarihsel manada istanbul'da hak iddia edebilecek olan tek millet yunanlılar (tabi anadolu'ya geldiğimizden beri düşman olarak konumlandırabilecek tek millet olması da etkilidir) bu manada baskı unsuru olarak kullanılabilirler ama tek başlarına savaş işgal yapacak kadar güçlü ve donanımlı değildiler.

    bu açıdan "yunanı denize döktük" esasında ingiliz ve müttefiklere karşı kazanılan zaferi kapsayan bir cümledir. nasıl ki şu an süpergüç denilince abd geliyor, o vakitler süper güç ingiltere... günümüzde kendi amaçlarını gerçekleştirmek için abd'nin modern, gelişmiş silah, para ve yardım yağdırdığı oluşumlara, olaylara bakın, o vakitler olanda aynısı.

    batan bir imparatorluk için bunlar normal olaylar ve bizde ingiliz hatta genel manada avrupa tipi bir asalet anlayışı durumu yok. osmanlı şahsına münhasır bir devlet, imparatorluk ve hanedana sahipti ki zaten ingilizleri asalet mevzusu o kadar büyütülecek birşey değil, tarihi yalan dolan dalavere ile dolu, baş düşmanları ile akraba olan bir milletten söz ediyoruz, yahu şu anki kraliçe elizabetin kocasının nereden nasıl geldiği ortaydayken neyin asaleti olacak bu? (kraliyet ailesinin rezillikleri say say bitmez o ayrı)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap