3 entry daha
  • kaspar hauser mitinden yola çıkarak peter handke'nin 1968 yılında yazdığı tiyatro oyunu. yazar bu oyunda aslında kapsar hauser mitini temel alıyor ve bu mitten yola çıkıyor olsa da aslında yazdığını şu şekilde tanımlar "bu oyun aslında kaspar hauser'in gerçekte kim olduğunu göstermiyor, bir insanla neyin mümkün olduğunu gösteriyor".

    oyun boyunca kaspar, boş tahta (bkz: tabula rasa) konumundan suflorler tarafından sarfedilen ve üzerinde yavaş yavaş bir tahakküm kuran cümleler marifetiyle rastgele doldurulmuş bir tahtaya dönüşür. özellikle diğer vahşi çocuk (feral child) mitlerinde olduğu gibi oldukça hızlı bir ilk öğrenme döneminin ardından bir çok kelimeyi ustalıkla kullanabilen ama bu kelimelerin hangi nesneleri temsil ettiğini ayırdedemeyen bir birey haline dönüşür.

    örneğin,

    "masada dirsek
    yok
    bıçaklı balık
    yok
    telefe-
    rikte
    dişi domuz yok
    karıya öpücük
    yok
    pişmemiş yermantarı
    yok
    her serseri içerde
    susturulmuş
    hepsi muhalif.

    gerçek bir değnekte
    bok yok
    yalamak için
    gerçek bir parmak yok
    her yumruk
    kınında
    her taze balık
    kızgın yağda
    her dakik uçak
    vaktinde havada
    her gerçek insan
    herşeyin farkında
    her sağlıklı meyva
    konservede
    gerçek olmayan herşey
    bok çukurunda
    "

    gibi bir çok mefhumu içinde barındıran ama tam bir bütün addedilemeyecek kelimeler bombardımanı ile konuşmaktadır.

    textten bir diğer alıntı ise kaspar'ın konuşma yeteneğine kavuşmadan önceki ve sonraki durumunu kendince betimlediği ve bence textin önemli bölümlerinden biri olan aşağıdaki paragraftır.

    "konuşmaya başladığımdan beri düzenli bir biçimde ayağa kalkabilirim; fakat konuşmaya başladığımdan beri düşmek sadece acı veriyor; fakat acı hakkında konuşabileceğimi bildiğimden beri düştüğüm zaman duyduğum acı hafifledi; fakat düşüşüm hakkında başka birinin konuşabileceğini öğrendiğimden beri düşmek daha kötüleşti; fakat acıyı unutabileceğimi öğrendiğimden beri artık düşmek acı vermiyor; fakat düşmekten utanabileceğimi öğrendiğimden beri acı artık hiç bitmiyor."

    görüldüğü üzere kaspar artık konuşmaktadır ve konuşarak yaptığı eylemleri adlandırabilmekten memnundur. ancak yaptığı eylemdeki herhangi bir başarısızlık hakkında başkalarının da konuşabilmesi ve bu konuşmaların alay içermesi ona sonsuz bir acı vermektedir.

    genel olarak vahşi çocuk mitlerine bakarsak, bu mitlerde yer alan çocuklar hayatlarının ilk dönemindeki sosyalleşme evresini atladıkları için, beyin gerekli uyarımlardan uzak kalmış ve geç gelen uyarımlar algıda gerekli karşılıkları bulamamaktadır. kelimeler öğrenilmekte ancak kelime-nesne ilişkisi kurulamamaktadır.

    werner herzog'un "every man for himself and god against all" adlı filmi de 1980 yılında kaspar miti üzerine yapılmış bir çalışmadır. izlenmesi tavsiye edilir.

    2005 yılında odtü oyuncuları da bu textin bir yorumunu yaban çocuk ismiyle sahnelemiştir.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap