4 entry daha
  • bir otonom sürüş hikayesidir gidiyor. özellikle geçen gün yaşanan ölümcül kaza ile tekrar tartışılmaya başlandı. benim de affınıza sığınarak, ve sektörün içindeki biri olarak buraya bir kaç not düşesim geldi.

    otomotiv dünyasındagenel olarak projekte edilen zaman planı şu şekilde;
    2019 otoyollarda otonom sürüş (highways)
    2023 ana yollarda otonom sürüş (mainroads)
    2027 tüm yollarda otonom sürüş (all roads)

    otomotiv sektörünün ana oyuncularına kalsaydı şu geldiğimiz noktaya bu kadar hızlı gelemezdik. ancak tesla gibi bir oyun değiştirici ve apple/google/microsoft gibi teknoloji şirketlerindeki akıl almaz kapital birikimi ile onların otomotiv sevdası sektörde bütün dengeleri değiştirdi. durum öyle bir hal alıyordu ki mevcut otomotiv üreticileri bu teknoloji şirketlerinin tedarikçisi olacak gibi gözüküyordu.
    elektrik motorunun yükselişi ve işin arkasında(tesla) teknoloji kökenli birinin bulunması otomotiv dünyasındaki elektronik ilerlemeyi o kadar inanılmaz bir hıza taşıdı ki aslında bu gelişmeler çoktan olması gerekirken uyumayı tercih eden tuzu kuru bütün oem'leri can derdine düşürdü. bu öyle bir uyanma ki sektörün en büyük oyuncularından biri olan ve hibrit motor atılımıyla nispeten bir değişim denemiş olan toyota bu seneki global supplier conventionda açık açık 'bir ölüm kalım savaşı başladı ve bu savaşta bütün tedarikçilerimin katkısına ihtiyacım var' şeklinde bir sunum yaptı.

    tabii otomotiv sektörü yan sanayileriyle beraber devasa bir kapitali temsil ediyor. son bir kaç yıldır bu oemler öyle bir argeye girişti ki bir anda sonu nereye gideceği belli olmayan bir yola girdi otomotiv sektörü. o yüzden yukarıdaki zaman planı hiç bir şey ifade etmiyor olabilir.

    hiç bir fikir üretilemeyen bir kaç konuya değinirsem ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. mesele araçların birbiriyle haberleşmesi, yol şartlarını analiz etmesi, sinyalizasyonu algılayıp değerlendirmesi değil. bunlar zaten mevcut radar, lidar, ecu, nightvision gibi hali hazırda var olan sistemlerle zaten olası ve gerçekleşmesi sadece bir zaman meselesi.

    mesela konulardan birisi kokpit. her oem bir kokpit çalışıyor şu anda ve ortada dönen fikirlerin hepsi birbirinden farklı konseptler. kaldırılan sutunlar, değişen konsollar. bir sürü zihni sinir fikir. hangisinin tutacağını zaman gösterecek tabi ama döner ve yatar koltuklar, araç içine eklenen yaşam alanları vs kokpitleri bambaşka bir şekle sokacak.

    buradan bir varsayımla başka bir örnek verelim. mesela emniyet kemeri. şu anki konsepte bir zorunlulukken koltuğu yatırıp uyuduğunuz bir konseptte adam asmaca halini alabilir. veya sürücü ve ön yolcu hava yastığı yatar pozisyonda nasıl koruma sağlayabilir; koruma sağlaması için nasıl evrilmesi gerekir. ya da koltugu ters döndürdüğünüz durumda kaza anında önlem alınması gereken kaç konfigürasyon olacak.

    sinyalizasyona gelelim mesela, herkes arabasını ve arabanın sistemlerini çalışır durumda tutmakla mükellef ve bu muayene gibi bazı yöntemlerle denetleniyor. peki otonom sürüş için gerekli aktif yol sinyalizasyon sistemlerini sürekli çalışır tutmak ne kadar zor ve maliyetli olacak. yollardaki çukur problemini bile doğru dürüst çözemeyen devlet/belediye gibi otoriteler bu işi yapabilecek mi, yapamazken kaç kişi zarar görecek ve modern dünyanın en önemli sorusu ne kadara malolacak?

    otonom sürüşlü araçların karıştığı kazalarda hukuğun nasıl bir çözüm bulacağına ise hiç girmiyorum. arabayı yapan öder herhalde(nah öder)

    yaşayıp göreceğiz.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap