14 entry daha
  • --- spoiler ---

    gelecekte bir gün uzaylılar gelip de, "sizler topluluk halindeyken nasıl davranıyorsunuz" diye sorsalar, buyrun belgeseli var diyerek bunu uzatabiliriz.

    bir kere izlemeye başladıktan sonra insan gözünü ekrandan alamaz oluyor. olayın garipliği hakkında önceden bilginizin olması, izleyeceklerinize sizi hazırlamıyor. bu belgeseli çekenlerin başarısı. hikayeyi veriş şekilleri, ellerindeki videolar, tam kritik anda yüz ifadelerini yakalamaları ve göstermeleri inanılmaz bir etki yaratıyor. belgesel değil de science fiction izliyormuş gibi zaman zaman.

    belgeseldeki en ilginç karakter sheela, osho'nun sekreteri. sadece onun konuştuğu bölümler için bile izlenebilir. kadının ses tonunu duymaya ya da sözcüklerinin içeriğini bilmeye gerek yok. belgeselin sesi kısılsa, sadece kadının o zeki, manipulatif bakışlarındaki ikna edici duruş, yalan söylediğini bildiğimiz anlardaki sahte yandan gülüşü, hem nefret, hem hayranlık, hem tiksinti uyardırması. osho'nun susup susup sheela gittikten sonra konuşması ve diye diye "e kadını şaapmadık, o da böyle şooldu allahın sekreteri" kısmı.

    bir ara insanlığın en büyük umudunun derin ego çatışmalarının varlığı ve bu tarz oluşumların eninde sonunda birbirine düşecek olması olduğunu düşünürken buldum kendimi. osho da, sheela da, yardımcıları da, hatta onlardan rahatsız olup oteli bombalamaya kalkan kişiler de aynı. müridlerin boş bakışları, sheela çok iyi heey, sheela kötü çıktı heey, sheela gitti heey. yani hep bir hey hey, yine de hey hey tadında orgy olsun, orada dünya yıkılırken derede kürek çekmek, fotoğraf çektirmek olsun tamamen aynı bir boyutta yaşamışlar. o alık bakışlar, o şaşırmış saf duruşlar. hepsi çok tanıdık, kandırılmalar çok tanıdık.

    --- spoiler ---
165 entry daha
hesabın var mı? giriş yap