34 entry daha
  • yücel erten’in, aziz nesin’in öykü ve taşlamalarından derlediği ve bu sezon yeniden uyarlanarak cumhuriyet sahnesi tarafından başarılı bir şekilde sahnelenen oyun. ankara ve istanbul devlet tiyatroları’nda ve özel tiyatrolarda birçok kez oynanmasına karşın üstad öyle bir yazmış ki güncelliğini kesinlikle kaybetmiyor. tabi son 20 yıldır ne kadar yerimizde saydığımız hatta geriye gittiğimiz konusuna girmiyorum.

    2011 yılında istanbul devlet tiyatrosu’nda ne dersin azizim ismiyle uyarlanmışını izlemiştim. çok iyi bir kadrosu vardı ve bazı yerlerde gülme krizine sokacak kadar güldürüyordu. bununla birlikte konu ve anlatım bakımından fazla benzer öyküler seçildiği için tekrara düştüğü fikrindeydim. bu açıdan cumhuriyet sahnesi uyarlamasının öykü seçimlerini daha başarılı buldum. bağlantı ve geçişlerini de. ayrıca doğaçlama ve güncelleştirmeleri dozunda tutmaları oyun bütünlüğü adına çok iyi olmuş.

    oyunculuklarda ise ekipçe gerçekten çok iyi bir uyum yakalamışlar. emre altuğ sanırım biraz önyargı yaratıyor. fakat birkaç teklemeyi saymazsak -tekerleme sahnesindekini demiyorum, onu muhtemelen her oyun yapıyorlardır- gayet kotarıyor. fatih topçuoğlu, bülent çolak ve berk sezenler hem enerji hem de yetenekleriyle sahneyi dolduruyorlar. zühtü erkan dengeyi korurken ("beraber yürüdük bu yollarda"ya ekstra alkış, kıps), pınar gülkapan ve hande kaptan parlıyorlar. fakat oyunun en öne çıkan ismi şüphesiz burak şentürk. yeteneği kadar sanırım istanbul devlet tiyatrosu versiyonunda da olmanın avantajıyla sahneye müthiş hakim. hatta hem oyunu hem ekibi çekip çeviriyor diyebilirim. özellikle ihtilal bölümünde amerikalı delegeye ihtilali anlatmaya çalıştıkları sahneye dikkat derim. kelimenin ingilizcesini unuttukları için birçok sesteş!! denemeden sonra vücut diliyle anlatmaya geçtikleri esnada tam bir curcuna çıkıyor. ve adam, o hengamenin ortasında ihtilal kelimesini delacroix’nın halka yol gösteren özgürlük tablosu ile anlatıyor ki aklıma geldikçe hala gülüyorum.

    çiğdem erken’in müzik direktörlüğünde ilkim tankan’ın zarifçe piyanosuyla eşlik ettiği parçalar ve koreografi de başarılı. iki perde ve ara dahil 3 saat süren oyun süresiyle göz korkutsa da akıp gidiyor. tam ağlanacak halimize güldüren, iyisinden bir kara mizah örneği.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap