63 entry daha
  • sert bir ifade özgürlüğü eylemini akli dengesizliğe, kadının izleme sayısının düşmesini kaldıramamasına falan bağlamaya çalışıyorlar. bu yaşanan bir kadının kafayı yiyip saçmalaması değil. ciddi, sert, çarpıcı bir ifade özgürlüğü eylemi. yeşil nasim'i takip edenler; fakat videolarını "ahahahaha saçmalığa bak karı kafayı yemiş" demekten öte "bu kadın bir şey anlatmaya çalışıyor derdi ne ola" diyerek izleyenler kendisinin aktivist kimliğinin farkındadırlar.

    yaşananlar ne kadar üzücü ve eleştirilebilir olsa da yeşil nasim haklıdır. sistem, kabul edilebilir bulduğu fikirlerin dışında kalan bakış açılarını bastırmaktadır. bunu izleme sayınızı düşürerek yapar, erişilebilirliğinizi düşürerek yapar, arkadaş ortamında farklı fikirleri bastırarak yapar, dalga geçerek yapar, susturarak yapar, okulda farklı düşünen öğrencilere zorluk çıkararak yapar... örnekler çoğaltılabilir. herhangi biri olmayı kendine yediremeyen herkesin öyle ya da böyle cebelleştiği engellerdir bunlar. sistem kendi hayrına yormadığı fikri yok hükmüne geçirmeye çalışır.

    yeşil nasim'in youtube eylemindeki bu mesajı da almanızı istemiyorlar. bu mesajı bulandırmak istiyorlar. bir ifade özgürlüğü eylemini "kafayı yemiş bir karının hezeyanları" şeklinde sunmanın peşindeler.

    işin kötü tarafı, bunu otoritelerin bizzat yapmasına gerek yok. sistem tarafından zehirlenmiş, sistemi otonom bir biçimde iliklerinde hisseden, sistemi içine sindirmiş insanlar kendi istekleri ve iradeleriyle bu tarz girişimlerde bulunuyorlar. birileri sizin yerinize bakış açınızı, düşünce tarzınızı, fikirlerinizi düzenliyorsa, insaniyet namına elinizde çok da bir şey kalmamış demektir. iradenizi ağababalara teslim etmekten rahatsızlık duymamayı geçtim, ağababaların varlığından bile haberdar olmadan, başkaları tarafından düzenlenmiş fikirleri kendinizin düşündüğünü sanıyorsunuz. aklınıza zerk edilmiş düşünce tohumlarını, bakış açısı yapı taşlarını hür iradenizle kendiniz akıl ettiğinizi sanıyorsunuz. çok yazık. bu, esasen sahip olunabilecek tek şeyi, insaniyeti başkalarına teslim etmektir.

    tabiri caizse, gamsız öküzler kasaplarının bıçaklarını yalamaya devam ediyorlar (bu vesileyle peyk'e de selamlarımızı iletelim). uğurlar ola.

    ekşisözlük de sol frame'den başlık silmeye, entry silmeye devam etsin. havuz medyası ağababaların mabadlarına yüzlerini gömüp ifade özgürlüğüne sırtlarını dönsünler. kendilerini muhalif, etik addeden medya oluşumları da kendi görüşlerinin tartışılmazlığını faşistçe savunsunlar. herkes kendi aklına geleni falsosuz ve doğru fikir olarak esas alsın. sosyal medyada göt, meme teşhircileri alkışlansın, emsalinden milyonlarca olmayan, nevi şahsına münhasır hesaplar dalga konusu olsun, bastırılsın, susturulsun, erişilebilirlikleri kısıtlansın. sıradan olan yücelsin, nadir olanın başı belaya sokulsun. hayata dair ciddi dertleri olmayan arkadaşlarla görüşülsün, taşak muhabbeti yapılsın, ciddi dertlerle tebelleş olan arkadaşlarla taşak geçilsin, fikirleri bastırılsın, değersizleştirilsin. yeter ki kafalar rahat olsun. iyi hissedilsin. benlikler sevilsin, yüceltilsin, okşansın. oh ne ala. bugün de taşak geçilecek bir konumuz oldu. bununla akşamı ederiz, akşama survivor, ufak tefek cinayetler, çukuri o ses türkiye izleriz. ya da bunları izleyenleri gömerek kendimizi yüceltiriz. sonuçta daha mühim şeylerle haşır neşirizdir elbet. iletişim kanallarının potansiyellerini, kapasitelerini hoş vakit geçirmek, imaj mühendisliği yapmak için kullanırız. mal gibi, hayvan gibi yaşarız. insaniyete ihtiyacımız yok. insaniyetimiz ağababaların olabilir. bize iradesizliğin dayanılmaz uyuşturuculuğunu verin yeter. sonuçta lazım olan kafa rahatlığı.
46 entry daha
hesabın var mı? giriş yap