3 entry daha
  • bizleri kesip katlettiğimiz zavallı hayvanlarınkinden pek de farklı olmayan yaşam koşullarında, istifler halinde, kentlerde yaşamaya zorlayan süreç insanlığın neolitik devrimiyle başlıyor. sonrasında endüstri devrimi ile de pekişiyor.

    modern insanın toplam 100.000 yıllık tariihinin içinde daha 12 bin yıl gibi kısa bir süre öncesinde bile insan soyu, efendi efendi sürüler halinde dolaşıyormuş. kadınlar meyve,yabani sebze, tahıl toplarken erkekler gruplar halinde avlanıyor, hayvan derileri giyip, suya inmiş genç kızlara saldırıyor, onlardan çocuk yapıyor ve birbirlerine homurdanıyorlarmış.

    bütün bu mutlu günlerin sonunda bir gün hıyarın biri kimbilir hangi tesadüfle, belki de kendisinden kaçan kadının torbasından yere düşen tohumların yeniden yeşerdiğini görünce "tarım" denen bir kavramla çıkagelmiş. sonra bir başkası bozkırlarda özgürce dolaşan hayvanları kurnazlıkla bir ağıla kapatıp etinden sütünden faydalanmayı becermiş. bu ilkler egzersizle kasları gelişkin sağlıklı ve mutlu atletlerden oluşan insan soyunun ilk obezleri olarak da tarihe geçmişler.

    derken olanlar olmuş. açlıktan ağzı kokan atletler, daha bir hafta öncesi çocuklar gibi mutlu ve özgür av peşinde koşan o sırım gibi delikanlılar, kolay yiyeceğin kokusunu duyunca tarlalarda çalışan birer serfe dönüşüvermişler. dahası artık tüm genç ve güzel kızlar da obez toprak ağalarının haremindeymiş. mutlu günler bitmiş ve burgacın ucu bir kez zemini delmiş. insan soyunu endüstri devrimi derken modern çağa sürükleyecek girdap bir kere oluşmuş artık.

    işte buna "neolitik" diyoruz. sanırım siyasetçiler, rahipler ve askerler de o zamanlarda bir yerde girmişler hayatımıza.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap