• dedemin yani annemin babasının vefatından sonra dahil olduğumuz problem. şöyle bir şey:

    yaklaşık 20 yıl önce* annem dedeme 100 gram altın vermiş, borç olarak. dedem bu altınların parasıyla 3 dekar büyüklüğünde bir zeytinlik almış ama bu borcu da yıllarca ödememiş, en sonunda da ödeyemeden terk-i diyar eylemiş, sene 2015.

    kırkı çıkıp da miras pay edilmeye başlandığında bu altınlar tekrar gündem oluyor. annem söz konusu altınlar ödenmeden mirası pay edilmesine, olası bir satış ya da devre ve herhangi bir anlaşmaya razı olmayacağını, hiçbir konuda imza atmayacağını, hatta konuyu çıkmaza sokacağını ve hatta her şeye itiraz edeceğini söylüyor. böyle olunca 3 dayım ve 3 teyzem mirası bir an evvel paylaşmak adına altınları ortak olarak ödemeyi ve her birisi yaklaşık 14-15 gram altın eşdeğerinde parayı anneme vermeyi teklif ediyorlar. annem toplamı 85-90 gram altına tekabül eden bu paraları kabul etmiyor ve toplamda 100 gramlık altın parası ödenmesi gerektiğini söylüyor.

    konu da tam bu noktada kilit oluyor. teyze ve dayılarım dedemin bıraktığı bu borcun ödenmesinde annemin de pay sahibi olduğunu, bu borcun 1/7'sini kendisinin ödemesi gerektiğini ileri sürüyorlar. annem ise kendi altınları ile alınan zeytinliğin kendisine verilmesi, kalan mirasın ise eşit şekilde bölüşülmesi gerektiğini iddia ediyor. ya da altınların eksiksiz tamamlanıp kendisine ödenmesini ve komple mirasın eşit pay edilmesi gerektiğini söylüyor.

    söz konusu miras problemi bu şekilde birkaç yıldır çözülemiyor.

    edit: söz konusu miras sadece 3 dekar zeytinlikten ibaret değil, bu zeytinlikten hariç yaklaşık 19 dekar tarla ve 2 dekar bahçe içinde bir de köy evi var. ama bu kısımlar için bir anlaşmazlık söz konusu değil. sorun 3 dekar zeytinlik ve 100 gram altında, daha doğrusu 104 gram.

    benim, bir torun olarak şahsi fikrim, çözüm önerim ve olaya yaklaşımım ise şöyle oldu:

    104 gram altının bugünkü değeri %2 yıllık faiz oranı ile 104 gr. x (1,02)^18 yıl = 149 gram altındır(bugün altının faiz getirisi yaklaşık %2 olduğundan). dayı ve teyzelerimin 148 gram altın karşılığı parayı anneme ödemeleri ya da dayı ve teyzelerimin zeytinlikteki haklarından feragat etmeleri gerekir. tabii ki dayı ve teyzelerim bu iki çözümden hiçbirine razı olmadılar. hatta faiz talep ediyor diye annemi haram yemekle, tefecilikle suçladılar ve biraz da dışladılar. annem de bu baskılar neticesinde benim hakkı olduğunu iddia ettiğim faizden vazgeçti, sadece 104 gram altına razı olduğunu belirtti ama teyze ve dayılarım buna da razı olmadı.

    zeytinliğin bugünkü değeri yaklaşık 24 bin lira. dekarı 7.500-8.000 lira aralığında. zaten 22 ayar bilezik için altın fiyatı bugünlerde 150-160 lira bandında seyrediyor. bugünkü değerleriyle şöyle bir şey söz konusu: 150 gram altın = 3 dekar zeytinlik.

    anneannem ise anneme hak veriyor, zeytinliğin direkt anneme verilmesinden ve kalan tarlanın eşit bölüşülmesinden yana. bu arada neneme bahçesi ile birlikte bahçe içindeki evi verdiler. kendi istedi böyle olmasını. 3 aylığı ile birlikte gül gibi geçiniyor kadın. bazen çocukları da yardım ediyor ama genelde yardıma ihtiyacı olmuyor.

    18 yıl boyunca bu 7 kardeş ailelerinin zeytin ihtiyacını bu zeytinlikten karşılamış, kalan zeytinleri ise dedem zeytinyağı olarak kendine ayırmıştır. yani 18 yıl boyunca annemin parası ile alınan zeytinlikten fayda sağlamışlardır. annem buna helal olsun diyor ama bundan sonrası için zeytinlikteki sahiplik hakkından vazgeçmeyeceğini söylüyor. haklıdır da bence.

    meseleye hukuk gözlüğüyle bakıldığında annem haksız görünüyor ama biz hukuk gözlüğüyle bakmıyoruz olaya. ne teyze ne dayılar ne de anneanne söz konusu altın borcunu inkar etmiyor ve hepsi de bu zeytinliğin bu altınlarla alındığını biliyor ve itiraf ediyorlar. annem gurbette olmasından dolayı mevzudan bunca zaman hep uzak kalmış, üzerine de düşmemiştir. dedemin annemin hakkını yemeyeceğine, bir şekilde bu hakkı kendine iade edeceğine güvenmiş ve inanmıştır. durum böyleyken teyze ve dayıların zeytinliği direkt anneme bırakmaları ve bunca zaman zeytinlikten beslendikleri için de helallik istemeleri, annme teşekkür etmeleri gerekirdi.

    sorunun 3 yıl uzamasının sebebi ise ilk birkaç görüşmeden sonra sorunun hasır altı edilmesi, kimsenin de hissesini satmak gibi bir planı olmadığından üzerine fazla düşmemesidir. yoksa 3 yıl boyunca sürekli bu mevzu gündemde olmuş değildir.

    ileriki zamanlarda bir şekilde, hiç mahkemeye düşmeden sorun çözülecek ve anlaşılacaktır eminim. mevzu biraz da inatlaşma gibi aslında. annem belki bir şekilde uzlaşma yoluna giderdi ama biraz da babamın gazıyla olaya fazla ılımlı yaklaşmadı. babamın kayınço ve baldızlara gıcık olmasından, onlardan fazla haz etmemesinden dolayı olayı çıkmaza sokmaya çalışması sorunun uzamasının önemli sebeplerinden biri.
264 entry daha
hesabın var mı? giriş yap