5 entry daha
  • bir rivayet, bir yalan, bir gerçek:

    rivayet odur ki; adem ile havva birbirlerini görünce çok beğenmişler, ancak -bu kez- öyküyü bildiklerinden yakınlaşırlarsa durumun sarpa saracağını ve olayın yılan...elma...cennet...atılma...incir yaprağı...diye çorap söküğü gibi gelişeceğini bilmişler. birbirlerine uzun uzun bakmışlar, yılanı görmüşler, elmayı görmüşler, hatta elmayı yemeye dahi başlamışlar neredeyse...ama ikisi de birden hatırlamışlar olacakları, hemen durmuşlar. adem bir espri yapmış, havva buz gibi olmuş. espri, büyüyü bozmakla ilgiliymiş, büyüye saygısızlıkmış bu. ikisi de bir an ciddileşmişler, elmayı yememeye karar vermişler. ikisi de kendi başının çaresine bakmış. büyü bozulmuş böylece.

    yalan budur ki; ne adem ne havva ilk defasında bu kadar akıllı davrandılar. hayır, aksine, ikisi de ağzı açık birer ayran budalasıydılar. büyü bozulmadı. elmayı yediler; çocuk yaptılar; hanyayı konyayı gördüler.

    gerçek şudur ki; biz şimdi rivayeti yaşıyoruz, habire bozuyoruz büyüyü.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap