33 entry daha
  • yeni albümleri reverence, 4 mayıs 2018'de yayımlandı.

    takibe aldığım başlıklardan birisi bu. 4 mayıs'tan bu yana bildirim getiren tek bir entry girilmesine şaşırıyorum. insanlar olmayan cinsel hayatlarını tartışmaktan, müzik konuşmayı da unuttular sanırım. dinleyenlerin düşüncelerini okumak pek keyifli olacaktı halbuki.

    2000lerin yeni nesil metal müziğinde, metalcore alt başlığında müzik yapan grup, isveç melodik death metal'inden beslenip, birbirinin kopyası onlarca grup türeten ve bir noktadan sonra kusma etkisi yaratan bu türde, killswitch engage, august burns red, bring me the horizon, bullet for my valentine, trivium, architects gibi gruplarla birlikte, hem kendine has bir sound yaratıp hem de klasmanı yükseltip mainstream'de gezme seviyesine gelmesiyle, artık sadece "metalcore" grubu olarak anılmayacak bir noktada. ilk albümlerinden son albümlerine doğru usul usul ilerleyen bir sound değişimi söz konusu. bunu genelde "popüler olma çabası" olarak yorumlayanlar oluyor. benim düşünceme göreyse, bunun tek tanımı "yenilik". yenilik, sadece sound'u değiştirip, hiç yeni şeyler denemeden yapılamaz. bu denemeler ise bazı gruplara çok olumlu yansırken (bkz: bring me the horizon), bazılarında ise eğreti duruyor ve büyük bir hayal kırıklığı ile sonuçlanabiliyor (bkz: machine head).

    parkway drive, popüler sularda yüzmesini en son beklediğim gruplardan birisi olarak, sound ve vokal yönünden de o suların altında kalacağını hissettirmesine rağmen, bu işi gayet güzel bir şekilde başardı. önceki albümde (bkz: ire) vice grip ve crushed ile bu sinyalleri vermişti. albüm sound'unda da lead gitar melodilerinin bir nebze ön planda tutulması, vokallerde hafif clean ve rap denemeleri derken, farklı tarzlara doğru ince ince yol alıyordu.

    bugüne geldiğimizde, elimizdeki 2018 model 10 yeni parkway drive şarkısı, tam da bu sinyalleri doğru yorumladığımızı gösterir türde.

    albümün iki tane bomba gibi hit şarkısı var: prey ve the void. ağzınıza dolandı mı, kendini günlerce dinleten türde. net, akılda kalıcı, müthiş nakarat melodileri yazılmış, hit kavramının hakkını veren şarkılar bunlar. özellikle the void gerçekten bu tür için "piyasa" olarak kabul edilebilecek belki de en iyi şarkı olmuş. bu müthiş üretim karşısındaki saygımı, günde 4-5 doz the void alarak gösteriyorum.

    parkway drive'daki özellikle in flames'in in flames olduğu dönemlerine ait melodik bestelere sürekli bir dirsek temasında olması durumu, bu albümde küçük bir form değişikliğiyle dark tranquillity'ye evrilmiş. i hope you rot, tam bir dark tranquillity tribute şarkısı olmuş. dark tranquillity sevenler, şarkıyı dinler dinlemez bu hisse kapılmıştır eminim. aynı tribute hissiyatı, albümün en net ve sert şarkısı absolute power'da da var. üstelik bu sefer, şarkıdan aynı anda hem machine head, hem rage against the machine tadı alabiliyorsunuz. işin güzel tarafıysa grup bunları yaparken "nasıl da çakmışlar" duygusunu yaşatmıyor size, çünkü şarkı her haliyle bir parkway drive şarkısı. yaptığı şey, ağzınızda bir tad, yüzünüzde de bir tebessüm bırakmak. yine de "the truth drops like a bomb" kısmını zack de la rocha söylese, 'noluyor?' demezsiniz. öyle de bir kafa karışıklığı*.

    in blood'ın sempiternal'dan fırlamış atmosferi ve hem in blood hem de chronos'un yaylılarla desteklenmiş havası, ilk başta bu nasıl parkway drive demenize sebep oluyor, evet; ama bu yadırgama hali enteresan bir hızda ortadan kayboluyor.

    albümde aslında 8 yeni şarkıyla buluşuyoruz denebilir. cemetery bloom ile bir güzelleme *, kapanıştaki the colour of leaving ile de bir ağıt dinliyoruz. cemetery bloom'dan the void'a geçişin muazzamlığı ve chronos'un ikinci yarısında yaylılarla beraber geçirdiği evrimin, the colour of leaving ile bir bütünlüğe ermesi, "müzik albüm albüm dinlenir" fanatiklerinin (bkz: ben) 'işte bu yüzden' diye sunacakları müthiş birer argümana dönüşmüş.

    yenilik her konu gibi müziğin de kocaman bir parçası. parkway drive da her adımında yeni şeyler denemekten çekinmedi. en keskin geçişi ire'da yaptı tabii ki. bunun da karşılığını hem satışlarda, hem afişlerde ismini birkaç sıra daha yükselterek aldı. reverence'daki popüler değişimler, bu noktada alabilecekleri bir riskti. şimdilik altından başarıyla kalkmış görünüyorlar. breakdown denince killswitch engage ile birlikte akla gelen 2 gruptan biri oldukları gerçeğini unutmadan, yani kendi özlerini yoksaymadan bu adımları atmaları güzel. biz ara nesil metalciler yeniliğe açık olsak da, chelsea smile'dan throne'a doğru gelen bring me the horizon evrimine benzer keskin hamleler, bize bile fazla gelebiliyor. parkway drive'ın bu işi daha yumuşak hatlarla yürütmesinden son derece memnunum. güzel şarkı yazan adamlar, tarzda ufak tefek oynamalar olsa da, güzel işler üretmeye devam ediyorlar.
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap