• öncelikle şu resime bakalım dünyanın büyük bir kısmının kuzey yarım kürede kaldığını görüyoruz.
    başlamadan önce bu yazdıklarım tamamen benim kendi düşüncelerim ve teorilerimdir,kaynak isteyene işkembemi öneririm.
    şimdi başlayalım.dünya haritasına baktımızda dünyayı yöneten ve yön veren,sistematik çalışan,modern ülkelerin büyük oranda kuzey kutbunun kuzeyinde kalan ülkeler olduğunu görebiliriz.

    güney yarım kürede veya ekvatora yakın olan ülkelerde ise sosyalliğin,birlikte yaşamanın,rahatlığın ve sistemsizliğin etkilerini görürüz.
    1 tane kuzeyli ülkenin yerel dansını söylebilecek var mı bana?vardır illaki ama pek bilinmez zaten pekte meşhur değildir ama size güneyli ülkelerin yerel danslarını söyleyin desem?salsa,bachata,tango,halay sayarsınız da sayarsınız.

    şimdi ben bunların çoğunun iklimle alakalı olduğunu düşünüyorum.güneyde kalan,sıcak olan ülkelerde insanların geçmişten bu yana kuzeye oranla daha az zorlukla karşılaştığını söylemek mümkün,sıcak havanın ve kuzeye görece verimli toprakların olması sebebiyle insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor ve sosyal hayat kurabiliyorlardı.kuzeyde ise zorluklar karşısında sistemli çalışmak,birbirlerine destek olmak zorunda olsalar da sosyalleşmeye zamanları yoktu mecburen bir düzen kurmaları gerekiyordu ve verimli toprak bulurlarsa korumak zorundalardı.
    şimdi dünyayı batı ve doğu olarak da ikiye ayırırsak dünyayı sanayi devriminden önce doğu yönetirken sanayi devrimiyle beraber batı bir daha geri vermemek üzere yönetimi ele aldı.
    dünyaya hükmeden son doğu imparatorluğu(osmanlı imparatorluğu) sisteminin büyük çoğunluğunu kuzey batılı ülkelerden almıştır.
    şimdi bu nasıl oldu?batı nasıl bir anda yönetimi ele aldı.
    sadece iklim olmasa da ben yine iklimin dolaylı da olsa büyük bir etkisinin olduğunu düşünüyorum.
    sistemli çalışmak genlerine işlemiş olan bir toplumun teknolojiyle beraber yıkılabilmesi imkansızlaşıyor tabi doğu bunca yıllar sosyalliğin verdiği güçle büyük ordular kurup büyük kültürel inançlara oturtarak dünyayı fethetti ancak karşılarına kitle imha silahları yapabilen sistemli ülkeler çıkmaya başlayınca,sistem kurmak yerine kendi kurdukları dogmalara güvendiler ve onlardan yardım istediler,çünkü bu zamana kadar o dogmalar onlara verimli toprak ve mahsül vermişti,onları korumuştu.kuzey batılılar ise başta dogmalara körü körüne bağlanmışsa da zamanla işlerine yaramadığını acı tecrübelerle anladı.
    şöyle bir örnek verirsem sanırım yanlış olmaz;hayyam 12 yy da yıldızları izleyen,yıldız falına bakan,astronomi aşığı bir adamdı ancak onunki sadece bir tutkuydu,kimseyi buna yönlendirmedi veya gördüğü keşfettiği herşeyi yazmadı çünkü buna değer verilmiyordu.ancak batıda bu değerliydi,verimli toprak aramaya,yağmalamaya gitmek için denizlere açılmaları gerekiyordu ve onlara sadece yıldızlar lazım oluyodu,bunu sistemli hale getirmek zorundalardı ve zamanla astronomide de doğuyu geçtiler.
    sözün özü suçu tabi ki güneşe dağa taşa toprağa atmıyorum ancak görülüyor ki bizim hamurumuzda sistemli yaşam yok,en güzel örneği ise 95 yıl önce kurulan sistem öyle bir hale geldi ki değiştire değiştire işlemez hale getirdik ve sonunda çökertiyoruz biz sistemli yaşamayı öğrenene kadar bu dünyada söz sahibi olmamız çok zor hadi kalın sağlıcakla.
hesabın var mı? giriş yap