• ben rana. henüz on yaşındayım. savaşın hüküm sürdüğü topraklarda doğdum. bombalar ve silah sesleri arasında büyüdüm. aslında bu yaşa kadar gelmem bile bir mucize. babam, başka ülkelerle yapılan bir çatışma esnasında öldürülmüş. annem büyütmüş beni. çok zor şartlar altında büyüdüm. tek göz bir evde, dört kardeşimle beraber büyüdük. annem bizlere bakmak için çok çabaladı. el örgülerini pazarlarda satarak bizleri büyüttü. birleşmiş milletlere ait okullarda eğitim gördük. kimi zaman bu okullara dahi roketler atılıyordu. birçok arkadaşımı bu yüzden kaybettim. kimileri ise plajlarda oyun oynarken öldürüldüler. pek arkadaşım kalmadı doğrusu. annemin kendi elleri ile yaptıgı bez bebeğimle oynuyorum her gün. ismi sırma. güzel isim değil mi? ben koydum adını. onunla, silah seslerinin olmadıgı, bombaların yagmadıgı bir ülkede oyunlar oynuyorum. ona her gün masallar anlatıyorum, içinde mutlu çocukların oldugu ve anne ile babasının ellerinden tutup, oyun parkına giden çocukların, mutlu sonla biten masallarını... bazen gülümsediğini görüyorum onun da. yüzünde dikiş iplikleri ile şekil verilen dudakları adeta tebessüm ediyor bu masalları anlattığımda. ben de gülümsüyorum onunla birlikte. masalın sonuna geldiğimde ise göz yaşları dökülüyor yanaklarımdan yüreğime doğru. bir acı çöküyor göğsümün tam ortasına. babamı özlüyorum. canım yanıyor. canım yandıkça sırma'ya sarılıyorum. her geçen dakika daha bir sıkı sarılıyorum bebeğime. tepemizde uçak sesleri ve bomba sesleri karışıyor gecenin karanlığına. sırma da korkuyor, hissediyorum. o da bana sarılıyor. bomba sesleri daha bir yakından geliyor. daha bir korkuyorum. yorganımın altına saklanıyorum. bu dünyadan kaçıyoruz sırma ile. adeta başka bir yerdeyiz. bomba sesleri kesiliyor. sadece bir çınlama var kulaklarımda. bir acı siniyor tüm vücuduma. ne oldugunu anlamıyorum, neden hareket edemiyorum. yüzümde bir sıcaklık ve oluk oluk akan bir kan kaplıyor yüzümü. kollarımı hareket ettiremiyorum. sadece sırma'nın yüzünü görebiliyorum. bana gülümsüyor iplikli ağzı ile. ben de gülümsüyorum ona. artık bir şey duymuyorum, bebeğimi de göremiyorum.neredesin sırma? neredesin güzel bebeğim? ben babamın yanına gidiyorum. sen de tut ellerimden. bak babam geldi beni almaya. ellerini uzatıyor ve çekmek istiyor beni bu karanlıktan. gel sırma! gel de gidelim buradan. masalımıza kavuşuyoruz...
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap