• ifade özgürlüğü ile onun toplanma ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü gibi türevleridir.

    oldum olası türkiye’de farklı ve yaygın nitelikte olan görüşe, resmi düşünceye, muhalif düşüncelere baskı ve yasak konulması anayasa ve tüm yasalara karşın meşru karşılanmıştır. gerçi anayasa ile bir yerde tanınıp hemen arkasından ama’larla kısıtlanan tüm özgürlükler gibi ifade özgürlüğü de hiçbir zaman tam olmamıştır. fakat kâğıt üzerinde tanındığı kadarı bile ifade özgürlüğü olarak yaşam bulamamıştır.

    bu baskıcı, yasakçı ve farklılık düşmanı zihniyetten ötürüdür ki, nice yazar, şair, gazeteci, sanatçı, aydın, öğrenci, devrimci, ilerici, muhalif insan zindanlarda çürümeye, işkencelere, idamlara, sürgünlere, yargısız infazlara, ağır baskılara, zulme maruz kalmıştır. ifade özgürlüğü üzerinde demoklasin kılıcının şakırtıları hiç eksik olmamıştır. bugün de böyledir.

    işin ilginç tarafı, ifade özgürlüğüne düşmanlık, sadece iktidar çevrelerinde görülmemekte, en yaygın bir şekilde toplumsal, kültürel dokuya işlenmiş bulunmaktadır. bu nedenledir ki, iktidar karşıtları da kendi aralarında birbirlerine ifade özgürlüğünü çok görmüşler, iktidarların yaptığının hemen hemen aynısını muhalifler de birbirlerine reva görebilmiştir.

    o halde ifade özgürlüğü yaygın ve en derin bir şekilde içselleştirilmedikçe hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmeyecektir. ifade özgürlüğü tam olmadığı, sınırlandırıldığı zaman artık bir özgürlükten bahsedilemez. çünkü sınırlandırma bir kere başladı mı, keyfi olarak her bir yerinden kırpılabilecek, herkes işine geldiği şekilde kısıtlayabilecek ve bunu da meşru olarak lanse edebilecektir.

    ifade özgürlüğü hiçbir kısıtlama olmadan, tam olarak tanındığı sürece varlığından bahsedilebilecek bir haktır. ne kadar olursa olsun kısıtlandığında da ortadan kalkan, ölen bir yapıya sahiptir doğası gereği.
hesabın var mı? giriş yap