229 entry daha
  • cidden çok severdim kendisini. her programında bir şehir gezer, şehrin kültürünü, yeme içme mekanlarını tanıtırdı. lüks mekanlardan ziyade bohem, tekinsiz mekanlara giderdi. gittiği şehrin tarihini, fahişeleri, uyuşturucu satıcılarını anlatırdı. şehirdeki turistik zone lara gitmez, onun yerine çin mahallesini, zenci mahallesini tercih ederdi. domuz etini ve alkollü içkileri severdi. şef bıçaklarına ilgi duyardı. programında hem içer hem de “yarın başım ağrıcak amk” gibi cümleler kurardı. karate yapardı. onu tanıyan herkes öldüğüne üzülmüştür. gezi bloggerlarının charles bukowski si idi. böyle insanlar ölünce insan ölmekten korkmuyor. düşünsene ölüyorsun öbür tarafta anthony bourdain elinde viski seni karşılıyor. ruhunu onurlandırmak istiyorsanız bu akşam bir shot için, bir fahişe tanıyorsanız gidip onunla hayatın anlamsızlığını falan konuşun. bir de "intihar etmiş ben şok" gibi cümleler kurmayın.
301 entry daha
hesabın var mı? giriş yap