1 entry daha
  • "türkiye'ye divan edebiyatını sevdiren adam" olarak nam salmış iskender pala'nın iki dirhem bir çekirdek adlı, deyimlerin çıkış noktalarını, hikayelerini anlattığı zevkli kitabında okuduk ki, "ali cengiz oyunu" tabiri bir halk hikayesinden mirasmış bize. şöyle ki:
    vakt-i zamanında alemlerde büyü ilimlerinin şahı; görünmez olmaktan kayıp eşyaları bulmaya, kılık değiştirmekten müneccimliğe kadar zengin bir sihir repertuarına sahip bir adam varmış. bu adam, hem kendini eğlendirmek, hem de halkı şaşırtmak adına kılıktan kılığa girer, ve bu yeteneğini şahsi menfaatleri için kullanmaktan da hiç çekinmezmiş. misal, karısına "bahçede bir keçi var, pazara git de onu sat" der, sonra keçi kılığına girip satılır, ardından da evine geri dönermiş.
    bu sevimsiz adamın bir başka özelliği de isteyen herkese sırlarını öğretmesiymiş. lakin, her kime bir şey öğrettiyse ona bir oyun eder ve bir şekilde öldürürmüş onu. sözgelimi, öğrettiği insan kanaryaya dönüşse o atmaca olup boğar; ağaç olsa ateş olup yakarmış onu. adam hakkındaki ardı arkası kesilmez şikayetlerden illallah diyen devrin padişahı en sonunda kendi huzurunda bu sihirbazı mat edecek olan kişiye kızını vermeyi vaad etmiş.
    herkes kaçınırken bu ateşle imtihandan, ali cengiz adlı fakir bir derviş çıkmış sahneye, talip olmuş göreve. ve sihirbazdan ders görmeye başlamış. tüm dersler boyunca alık, kapasitesiz, anlamıyor taklidi yapıyor; bir şey öğrendiğini hiçbir surette belli etmiyormuş lakin ali cengiz. onu kolay lokma sanan sihirbaz da bildiği her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmakta sakınca görmemiş.
    yapraklar düşmüş, mevsimler dönmüş, padişahın huzurunda sınav vakti gelip çatmış. bir cuma selamlığının ardından başlamış şov: ali cengiz meydana bir koç kılığında teşrif etmiş. bunu gören sihirbaz ise derhal bir kurt olmuş. suya dönüşüp kurdu boğmaya yeltenince ali cengiz, sihirbaz bu sefer de ateşe dönüşüvermiş. böyle bir müddet birbirlerini alt edemeden kılıktan kılığa girip çıkmış ikili. sonunda bir çiçek olup padişahın kucağına atmış kendini ali cengiz. sihirbaz balarısına dönüşerek kontratağa geçmiş. ali cengiz ise darıya dönüşüp yerlere yayılmış bunun üzerine. sihirbaz tavuk kılığına girip darıları yemeye başlamaz mı.. işte tam bu noktada, darıları yerken tavuk, ali cengiz bir tilki olup arkadan boğuvermiş tavuğu, mevta olmuş tavuk.
    ne olmuş? sihirbazın cenazesinin kalktığı gün, ali cengiz ve padişahın kızının da kırk gün kırk gece sürecek olan düğün şenlikleri başlamış. artık ali cengiz'in sol elinin iki parmağı eksikmiş gerçi (tavuğun yediği birkaç darı tanesini hatırlayalım), ama bu mutluluklarına engel olmamış.
    ve işte ali cengiz'in adı da hileyle, bitip tükenmez dalavereyle özdeşleşmiş o nişan-nikah-düğün birarada günden beri..
    (ve teşekkürler eyco)
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap