3 entry daha
  • senelerdir çözemediğim yakın dostumdur. illuminati, tapınak şövalyesi, mason locası, cia, kahtalı mıçı, seri katil, teorik fizikçi, rahip, dublör, işportacı istediğini söyle hiç birisi oturmaz bu adamın üzerine ama sanki hepsidir aynı zamanda. uzaylı tanımının hakkını verecek dünya gözüyle tanıdığım tek kişi.

    snowden’la vodka içen, david lynch’le sergilere katılan, dünya çapındaki mankenlerle aşk yaşamış, pavyonda garsonluk, kumarhanede güvenlik yapmış bir tip düşünün. tayland’da, norveç’te bahis oynanan dövüşlere katılıp, kırık kaburgayla yurda dönüp esenler’de işporta tezgahı açan adam. balıkçıda içerken tanınmış mafya babalarıyla 40 yıllık ahbap gibi selamlaşan, telefonda game boy advanced emülatörü ile pokemon oynayan bir adam. dahası sinsi gibi asla fotoğraf çektirme alışkanlığı olmayan, bir anda ortalıktan kaybolan, cep telefonundaki tüm numaraları ezbere bilen fil hafızalı bir ucube.

    çok tehlikeli adam çok. ne yaptığını, ne ettiğini asla anlatmaz, sordukça söyler, o da işine geldiğinde. çünkü bir çok şeyi anlatmadığını biliyorum. büyük manipülatör ve de ultra gazör. salon beyefendisinden palyaçoluğa iki saniyede geçebilir. senelerdir sözünü etmediği halde, fikriniz olmadığı halde alakasız bir mekanda akıl alıcı bir şekilde piyano çalabilir, israil’lilerle, japonlarla kendi dillerinde konuştuğunu hayretle seyrettim. "anime seyrederken kaptım japoncayı, israilliler’e bildiğim sözcükleri salladım" falan dedi ama bariz yalan. el yazısı 7 yaşında bir çocuğunki gibidir. gördüğü bir şeyi karakalemle kusursuz çizer ancak aklından bişey çizdiğinde yine çocuk hamlığında çıkar. antik yunan’dan girdiği muhabbeti kimsenin seyretmediği boktan bir yerli diziye bağlayabilir.

    bazen dünyanın en klas adamı diye düşünürsünüz ama beş dakika sonra sanki bu düşüncenizi okumuş gibi iğrenç ve basit bir şey yapıp öyle bir tiksindirir ki cinnah travestileri bunun yanında richard clayderman gibi kalır. bir de bu adamın garip huylarından biri mahalledeki bakkala ayrı isim, yemek yediği restorana ayrı isim, iş yaptığı forkliftçiye, taksiciye ayrı isim vermesi, dahası bir yerlerden topladığı sıradan mesleklere, kişilere ait kartvizitleri kendininmiş gibi alakasız yerlere dağıtması. zır deli keranacı :) zaten tebdil-i mekan düsturuna inandığından iki senede bir taşınır.

    dahi ve denyo sözcüklerinin hakkını veren, asosyal, hasta ruhlu, kuvvetle muhtemel uzaylılar tarafından insan ruhunun derinliklerini okumak için simülasyonun dışından yollanmış mahlukattır. teorim ise şu, çoğunlukla yalnız geçirdiği vakitlerde çok ciddi bir şekilde lisan, edebiyat, spor gibi şeyler üzerinde ciddi etüd yapıp, dışarıda o sekansları sunarak bir nevi tiyatro oynuyor. bunu da bir amaç uğruna değil kişisel zevki için stand up tadında yapıyor. ayrıca entry'lerini okumaktan da deli gibi keyif alıyorum.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap