104 entry daha
  • evdeki huzur mutluluk budur günü, bi huzur ver saati

    sevgili günlük,
    smokie'yle birlikte evsahibinin bahçesini altüst edip biber fidelerini kırdığımızdan beri cezalıyız. evden çıkmamız yasak ikimizin de. paşa da shaina'ya sürgün edildi. paşa'yı anlatamışım bak sana. paşa kapkara bir amerikan cooker. bunlar smokie'yle çok güzel oynuyorlar. fakat ben paşa'dan hoşlanmıyorum. bana bıçkın'ı hatırlatıyor, tırsıyorum. bıçkın'ı tırmaladığım için deli oluyordu bana. oysa ben oynamak istemiştim sadece onunla ya... mııırrrrf. öyle gürleyerek üzerine saldırınca, tırnaklarımı geçiriverdim içgüdüsel olarak işte. paşa'yla da oynamak istiyorum ama ya çizersem onu? ısırır beni sonra. o yüzden uzak durmakta fayda var yani.

    bugün sana diğer ev hayvanlarını anlatayım bari. ev hayvanları ikiye ayrılıyor: yerlerinden kıpırdamayanlar ve kıpır kıpır kıpırdayanlar. mesela buzdolabı hayvanı. hiç yerinden kıpırdamıyor. terasta güneşin altında durduğu için homur homur homurdanıyor sürekli. buzdolabı hayvanı çok faydalı bir ev hayvanı günlük. benim mamalarım onda duruyor, hem de o hiçbirini yemiyor. iyi bir hayvan işte.

    fakat böcük hayvanları var mesela. bunlar hem konuşur, hem kıpırdar. ben de onları susturmaya ve durdurmaya çalışır dururum. fakat çok kalabalıklar. bazen bir kedi hangisine dur diyeceğini bilemiyor yani. ayrıca bazılarını yiyorum ben. çok güzel oluyorlar.

    misafir hayvanları var sonra. bunlar da konuşuyor ve hiç durmuyorlar. elleri kolları, ağızları her yerleri kıpırdıyor. ayaklarına atlıyorum bunların, kaçıyorlar o zaman. ama feci bulaşık bırakıyorlar arkalarında yani. bunlar yenmiyor günlükcüm. yanlarında yatabiliniyor ama. ahahaa...

    kıpırdayabilen ama fazla ses çıkarmayan bir ev hayvanı türü de kitap. kitap hayvanı sokağa da çıkıyor. zaten keşke hep sokakta kalsa. atlantisin elinden düşmüyor bu hayvan. hatta kucağına çıkıyor! gıcık oluyorum, üstüne oturuyorum, en azından ses çıkaramıyor o zaman... şimdiye kadar karşılaştığım en başarılı kitap hayvanının adı oblomov'du. şişkoydu böyle tam benim kıçıma göreydi boyu posu. o gitti şimdi yerine ince birşey geldi. hiç zevkli olmuyor ona oturmak. atlantisin bacaklarının arasına düşüyoruz ikimiz birden her seferinde. neyse...

    ve tabii ki atlantis de bir diğer ev hayvanı. ama onu da sonra anlatırım. şimdi buzdolabı hayvanının içine girmeyi deneyeyim. çok güzel serindir onun içi. evet...
551 entry daha
hesabın var mı? giriş yap