8 entry daha
  • hümanizm üzerine mektup'taki bu cümlesinde heidegger, "dil dasein'in evidir" ya da kör topal türkçesi ile "dil, dünyaya fırlatılmışlığı ile varoluşu bir defaya mahsus* olan ve bunun bilincinde olan -tekil- insanın evidir." demek istemiyor. keşke öyle demek istese idi: o vakit durmadan lanetlediği metafiziğe de düşmemiş olurdu, en azından bu cümle için... fakat kendiyle de çelişirdi.

    ifade tam olarak "das haus des seins"tır ve dilin, heideggerce; canlıya, insana veya dasein'e -salt insandan apayrı bir şeydir bu- sıkıştırılamayan, açıkça "varlık-tarihsel" -bu da insandan öncesine düşer- diye nitelenen "özü"nü düşününce başka türlü de anlaşılamaz ve tercüme edilemez zaten. çünkü dilin bu özü ona göre; o güne kadarki tüm hümanizmlerin ve varlığı varoluş* ile öz* ikiliğini kullanarak anlamaya çalışan batı düşüncesinin; insanı, düşünen hayvan* diye tarif etmesiyle örtülmüştür. dili yalnız dasein'ın evi saymak; marx'ın, hristiyanlığın ve diğer tüm yaklaşımların, insanı içine yerleştirdiği bağlamları reddeden heidegger için mümkün değildi. onun için dil, sonlu varoluşları aşan ve bir özü olan varlığın**evi idi.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap