• not: yazının altına sizin kafanızdaki soru işaretlerini bir nebze gidermek ve durumu daha iyi açıklamak için kendimin ve arkadaşımın açıklamalarını da ekledim.

    bir arkadaşımın başına gelen utanç verici olay. 5 temmuz 2018 tarihi ile başlığı açacaktım fakat karakter sınırına takıldım. arkadaşımın hesabı olmadığı için bir kaç gün gecikmeyle ben paylaşıyorum.

    yazdıklarını , anlatmak istediklerini aynen aktarayım:

    hiç bitmeyecekler biliyoruz. metrobüste, sokakta, okulda, aile içinde, kamp alanında. istedikleri yer ve istedikleri zamanda, kimi zaman yakınlarının kimi zamanda tanımadıkları kişinin hayatını karartabilecek kadar kendilerinde özgüven bulan yaratıklar bunlar. bu yaratıkların bir tanesi de kaz dağları’ında karşımıza çıkıp çadırımızın içine kadar girdi. üstelik misafiri olduğumuz mekanın sahibiyken.

    olay şöyle;
    bir arkadaşımla kaz dağları'nda kamp yapmaya geldik. kendisinin aynı mekanda 3 defa kamp yaptığını biliyordum, benimse ilk gelişimdi.

    bölgenin bir iki senelik işletmelerinden akaleos adlı kamp alanına yerleştik. bölgenin doğal güzellikleri ve huzuru, insanı hemen havasına kaptırıp orada bulunan herkesi ortak bir paydada buluşturuyordu. biraz vakit geçirdikten sonra mekanın işletmecisi, eşi ve diğer konukların olduğu alana geçtik. sazlı sözlü bir ortamdı, gitarlara, bağlamalar. zaten kurulmuş olan rakı sofrasına işletmede bulunan diğer bütün konuklar gibi davet edildik. aradan geçen zaman sonrasında arkadaşım sarhoş olmaya başladığı için kurduğumuz çadıra dinlenme/uyuma amaçlı geçti. bir süre sonra yanına gittiğimde; masada bıraktığı eşyalarını almayı unuttuğumu fark edip geri döndüm.

    o sırada masada arkadaşımı soran diğer konuklara uyuduğunu söyledim. mekanın işletmecisi, ali bey'in de arkadaşımı merak ettiğini mekanın sahibi olduğunu, onun manevi kızı olduğunu yardım edilecek bir durum olabileceğini belirtip benimle beraber geleceğini söyledi. zaten öncesinden tanıştıkları için bunda herhangi bir kötü bir şey aklıma getirmediğim gibi, bu davranışı çok beğendim.
    sonuçta telefonların çekmediği, ulaşımın en yakın köye 5 km olduğu, yol bakımından bilmeyen birinin kaybolacağı, dağlık bir arazinin içine kurulmuş bir işletmedeydik. ve işletmecisi öğretmen emeklisi olan karı-koca tarafından işletilen bir alanda işletmecinin bu şekilde yardımsever (!) davranması gerçekten takdir edilecek davranıştı.
    çadırın yanına gelene kadar "o benim manevi kızım, o da öğretmen, burada ne yaşanırsa kendisinin hemen müdahale etmesi gerektiğini" söyledi.

    çadırın yanına geldiğimizde üstteki boşluktan göremediğini söyleyerek (buradan sonrası 10 saniye içinde gerçekleşti) birden çadırın fermuarını açıp kendini arkadaşımın üzerine attı. ne olduğunu fark edip ne yaptığını sorduğumda kendisi çoktan çadırın içine girmiş uyuyan arkadaşımı tacize başlamıştı.

    tekrar ve biraz daha yüksek sesle napıyorsun diye sorduğumda benim de bileğimden tutup çadırın içine doğru çekerek ‘sen de gel içeri, sen de gel içeri’ diyebilecek kadar iğrenç bir özgüven sergiledi. ve arkadaşımı çadırın içinde öpmeye ve taciz etmeye devam etti.

    arkadaşım uyku sersemi ne olduğunu anlamaz bakışlarla uyanırken dışarıda oturan ve o gün tanıştığımız başka bir kampçıyı ima ederek ‘gelmiyorsan dışarıdakini idare et’ dedi. yani arkadaşımı ettiği tacize katılmam seçeneğini sunup kabul etmediğimi görünce de beni dışarıyı kontrol etmekle görevlendirdi. o an tek amacım arkadaşıma küçücük çadır içinde herhangi fiziksel şiddet uygulamaması ve o pislik adamı çadırdan çıkarmaktı. arkadaşımın çaresizlik dolu bakışları arasında çadırdan çıkması için ve herhangi bir başka şiddete, kaba kuvvete ya da olaya maruz kalmaması için mücadele ettik ve kendisini çadırdan uzaklaştırdık.

    sabah çok erken çadırımızı toplamaya başladık. kendisi de uyanmıştı. hiçbir şey olmamış gibi bana dün gece eğlenip eğlenmediğimizi sordu. ben de kendisine konuşulacak şeylerimiz olduğunu söyledim. yaşananları anlattım. kendisi şaşkınlıklar (!) içinde, böyle bir şeyi hatırlamadığını, böyle bir şey yapmış olabileceğini düşünmediğini, zaten yaptıysa da çok sarhoş olduğu için olayın sonunun gelemeyeceğini söyleyip bizi rahatlatamaya çalıştı.

    evet arkadaşlar kendisi zaten çok sarhoştum olayın sonu gelmezdi deyip yaşananları nasıl unutabileceğimizi sordu.

    unutamayacağımızı değil unutmayacağımızı söyledik. sosyal medya ve hukuksal anlamda girişimlerimiz olacağını anlattık. arkadaşlar hukuktan korkmadı sosyal medyadan korktuğu kadar.

    akaleos adlı mekana gidecek arkadaşınız, sevgiliniz, yakınınız, dostunuz varsa aman diyelim. biz gerekli hukuk sürecini 2 farklı şahit/ görgü tanığı ile başlatmak üzereyiz.

    inanın şu an gitsek belki de hiçbir şey olmamış gibi konuşur ve inkar eder. ama onlar adına biz utanıyoruz. insan kalamadıkları için, kendilerinde tacizi hak gördükleri için onlardan utanıyorum. eski bir öğretmen, yeni bir mekan sahibi ile tacizci kelimesini aynı cümle kullandığım için onun adına utanıyorum. gitmeyin arkadaşlar. gitmeyin. güvenli değiliz.

    edit: bu olayın buraya yazılmasının sebebini sorgulayanlar veya inanmayanlar için açıklama yapma gereği duydum arkadaşlar.

    yazıda zaten işlem başlatılacağından arkadaşım bahsetti. evet , gerekirse o işletme bilinsin ve insanlar özellikle kadınlar kendi başlarına kafa dağıtmak veya eğlenmek istediklerinde gidecekleri yere daha rahat karar verebilsinler. bu olayı yaşayan arkadaşım oradan dönüp yanımıza geldiğinde direk bu olayı anlattı anlatırken de o an yaşadıklarını bize hissettirecek kadar da sinirlendiğini kendim gördüm.

    edit 2: merhaba arkadaşlar , öncelikle destekleriniz için teşekkür ederim. inanmayanlar veya olayın doğruluğundan şüphe edenler olabilir, olay anı kameraya alınacak bir durum olmadığından ve arkadaşlar şok içinde olduğundan dolayı çekilememiş fakat bunu iletmemi isteyen ve tacize uğrayan arkadaş dışında tanık olan bir arkadaşları daha var. onlar sizin yazdıklarınızı okuyorlar , ve destekleriniz için sevinirken çirkin ithamları okudukça da üzülüyorlar çünkü hassas insanlar ve onlarda da hala olayın şoku geçmiş değil. buraya yazılmış olmasının sebebi, tamamen insanları uyarmak amaçlıdır ve evet böyle insanlar eğer işlerini doğru yapamayacaklarsa yapmasınlar. malum kişinin soyadını biz yazmadık ve hesabını da biz paylaşmadık. sadece olayın nerede geçtiğini ve orada çalışan her insana haksızlık olmasın diye ve orada kim tarafından tacize uğrandıysa onun sadece ismini yazmayı uygun bulduk. arkadaşlarım hukuki işlemle ilgili bir gelişme olduğunda benimle paylaşacaklar biz de sizinle paylaşacağız, amaç kimsenin günahını almak değil, ülkede bu kadar buna benzer olay yaşanırken ve git gide artarken duyarlılığı artırmak ve insanları uyarmak. yazdığımız yazıda ben de arkadaşlarımın kendilerini gayet net ve iyi bir biçimde ifade ettiğini düşünüyorum ve bir sorun göremiyorum.

    olay yaşandığı gece tabi ki bazı yazarların dediği gibi huzur içinde uyumamışlar , gece zaten geç olduğu için ve yabancı bir yerde oldukları için orada sabahı beklemişler. belki aramızda bazı kadın yazarlar varsa ve hayatında bir kere olsun tacize uğramışsa o an insanın nasıl bir şoka girdiğini ve ne yapması gerektiğini bilemediğini anlıyordur. olayla ilgili gelişme olursa buradan paylaşacağım arkadaşlar. gereksiz olan bir çok rezalet başlığına göre bu konunun gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum. biz susarsak yapan yaptığıyla kalır türkiye de işler böyle maalesef.

    edit 3-arkadaşımın ekledikleri :

    entryleri şaşkınlıkla ve müthiş bir hayal kırıklığı ile okudum.
    arkadaşlar öncelikle taciz ya da tecavüz vakaları her gün bireysel olarak birebirde yaşadığımız olaylar değil henüz o kadar cesaretlenemediler, ama bu gidişle yakındır.
    ancak bu tarz vakalarda sosyal medya, özellikle sosyal mecra aracılığı ile karşısında durmaya güçlendiğimiz, bunu ses getire getire yenebileceğimizi düşündüğümüz farkındalığımızın oluştuğu, daha fazla kenetlendiğimiz sapkınlık, sapıklık halini yenme yöntemimizdir.
    her olayda farklı bir şekilde gelişmekte ne yazık ki bu iğrenç durumlar. ancak kafalarda oluşan soru işafetlerini aydınlatayım.

    biz iki öğretmen arkadaş motorla bir yolculuğa çıktık. ben daha önce kısa mesafe dışında hiç motor yolculuğu yapmamış birisiyim yani motoru yol boyunca arkadaşım kullandı.

    şimdi tacizden sonra neden bağırmadım?
    sanırım kafalardaki en büyük soru işareti bu? herhangi bir jestimi, mimiğimi ya da söylediğim en ufak kelimeyi kendisine karşı potansiyel bir tehdit unsuru olarak algılayacak potansiyel bir sapıkla karşı karşıya olduğunuzu düşünün üstelik onun mekanındasınız ve adam sarhoş.
    elinde,cebinde ne olduğunu bilmediğiniz, çektiği,sapladığı andan itibaren bir iki saniye içinde geri dönüşsüz ve kalıcı hasarlar bırakan bir duruma gelsin istemedim olay arkadaşım,orada o gün tanıştığımız şahidimiz ve kendim adına.
    ayrıca bu tarz olaylarda tek çarenin bağırmak olduğunu düşünmüyorum. ilk amacım orada arkadaşımı çadırdan çıkarmak ve yarı baygın halde karşılaştığı tacize bir son vermekti. orda bağırsam , kalabalıktan oluşacak kargaşada (kavgada) sırf bağırarak herhangi birinin zarar görmesini istemedim çünkü dağın başında ne polis aranabilirdi ne jandarma ( telefonlarımız hiç çekmiyordu).
    o an durum adına bir tercih yapmam gerekti ve en yakın köye araçla bile ulaşımın deli gibi zor olduğu (5,5 km) bir yerde üstelik düşündüğüm fiziksel saldırı ihtimalinden ötürü, arkadaşımı motorun arkasına atıp oradan uzaklaşamazdım. bunu meziyet olarak yapamam en başta motor kullanmayı bilmiyorum üstelik bahsettiğim yollar bildiğiniz dağın arasından geçtiğiniz taş, toprak, tek aracın bile karanlıkta çok zor geçebileceği yollar.

    uyku meselesine gelince, kim güzel bir uyku çektiğimizi söyledi? ya da böyle bir olayın üzerine kim mışıl mışıl uyuyup sabah gideriz ya moduna girdiğimizi sandı? çok şaşkınım. sabahın körüne kadar çadırın içine oturup sabah erkenden de toplandık ve arkadaşımın avukat kardeşinin yanına gittik.

    bu konuyu neden mi buraya taşıdık? çünkü üzgünüm ama sabah olan konuşmada bile korktuğu, tırstığı ilk şeyin sosyal medya olduğunu söyleyen, işletmeciliğini yaptığım mekana zarar vermeyin, bunu sosyal medyaya taşıyacağımızı söylediğimizde, sakın bunu yapmayın, bunu aramızda nasıl kapatabiliriz diye soran, sarhoştum hatırlamıyorum zaten mevzu sonucuna varmazdı şeklinde aşalığık bir üslupla kendini savunan birisine karşı bunu da yapmazsak inanın kendimizi çok daha iğrenç hissedecektik.

    çünkü çadıra girmeye 3 saniye içinde karar vermiş, kendisinde bunu hak gören birisine karşı sosyal mecra özelinde bu konuyu kapatmak mı gerekirdi yoksa en azından bunu duyurmak mı? biz duyurmayı tercih ettik.

    isteyen, inanmayan, kurmaca bulan kendisine ulaşabilir. eğer bizden önce ya da sonra başkalarını da taciz etmemişse kimden bahsettiğinizi hemen anlayacaktır.
    arkadaşkar konu yargıya intikal edecektir, o gün tanıştığımız şahidimizle bize bu konuda destek olacağı, şahitlik yapacağı yönünde, konuşmalarımız var ancak bizim bu duruma olan inancımız bu entryler sayesinde yitmiş bulunmaktadır. olayın devamında açılacak davada, alınacak cezada ya da yargı sürecinde olacak şeyleri buradan paylaşıp paylaşmamakta ciddi bir tereddüt içerisindeyiz. takip etmek isteyenler farkı yollarla bilgilere ulaşabilirler ki zaten duyulur.
    eğer ki; ekşi sözlük gibi bir yerde bile, bu duruma yaklaşım bu şekilde oluyorsa zaten köyde abisi tarafından tacize uğrayan küçük kızın olayı annesine aktaramaması ya da kendi öz babası tarafından tecavüze uğrayan çocuklarımızın bu duruma yıllar boyunca sessiz kalmasını şu an çok daha iyi anlıyorum. destek veren arkadaşlar için teşekkür ederim. kurmaca bir olay olarak sunduğumuzu düşünen arkadaşlar umarım böyle bir şey yaşamazsınız. son bir cümle konaklama bedelimiz olan ücreti sabah ayrılmadan önce farklı bir görevli kişiye teslim etmiş bulunmaktayız. teşekkür ederiz.
57 entry daha
hesabın var mı? giriş yap