4 entry daha
  • yönetmenliğini ryûhei kitamura'nın yaptığı, başrollerinde kelly connaire, stephanie pearson, rod hernandez, anthony kirlew, alexa yeames ve jason tobias'ın yer aldığı 2017 yapımı film.

    film, dünya prömiyerini geçen sene eylül ayında gerçekleştirilen 42. toronto film fesivali'nde yapmıştır.

    film, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde arabalarının lastiğinin patlaması sonucu yolda kalan bir grup gencin kendilerini birer birer avlamaya çalışan acımasız bir keskin nişancıyla olan mücadelelerini anlatıyor.

    --- spoiler ---

    bir arabaya doluşup geziye çıkan altı üniversite öğrencisi, lastiklerinden birinin patlaması sonucu ıssız bir yerde yolda kalırlar. hayatta kalmak için zorlu bir mücadelenin başlangıcında olduklarından henüz habersizdirler. lastiği değiştirmek için arabadan indiklerinde bunun aslında bir kaza olmadığını anlarlar. aniden üzerilerine kurşunlar yağar. etrafta kimsenin olmadığı, telefonların çekmediği bir yerde, kendilerini gizemli, acımasız bir keskin nişancı tarafından kuşatılmış halde bulurlar. yardıma muhtaç bir halde başka bir aracın gelmesi için dua ederler. nişancı bu masum gençlerin işlerini bitirmek için aceleci davranmaz, sessizce ve sabırla uzun uzun bekler. kurbanlarını zekice hamleleriyle şüpheye ve dehşete düşürür. böylece güneşin kızgın sıcaklığı altında her iki tarafın becerikliliği de test edilmiş olur. yeni kurbanların katılmasıyla büyüyerek devam eden bu çirkin oyun içindeki ateş hattı da hızlanmaya başlar. akşam vakti, kimsenin geçmediği bu dehşet yolu artık saklambaçların oynandığı; harap olmuş arabalar, mayınlar ve cesetlerle dolu bir cehenneme ve biçare kurbanlarla dolu kanlı ve dumanlı bir savaş alanı haline gelir. gün doğumuna doğru her şey daha da kötüye gidecektir.

    --- spoiler ---

    film, konu ve işlenişi ile türünün hakkını veriyor. çok yüksek beklenti ile izlenilmediği takdirde beklentiyi karşılayacak bir konu işlenimi karşılıyor seyirciyi. prömiyerini her ne kadar toronto film festivali gibi prestijli bir film festivali'nde yapsa da film kesinlikle bağımsız bir yapım olarak nitelendirilemez. sanatsal yönün neredeyse sıfır olduğu, aksiyonu ve gerilimi bol bu yapım olsa olsa film festivallerinde korku ve gerilim türündeki filmlerin gösterildiği gece yarısı gösterimlerinde izlenebilecek seviyede. konusu her ne kadar sıradan olsa da film, işlenişi ile hiç sıkmadan izletebiliyor kendini. filmi daha önceden izlemiş olduğum desierto adlı filme oldukça benzettim ayrıca. o filmde de bunun gibi bir tetikçi sınırı geçmeye çalışan mültecileri teker teker avlamaya çalışıyordu. filmin süresi bana kalırsa oldukça idealdi çünkü bu tür gerilim dolu filmlerde süreyi uzun tutmak yer yer tempo sorunlarına yol açıyor ve seyircinin ilgisinin kaybolmasına neden olabiliyor. bu filmde süre oldukça verimli kullanılmış ve ilk 10-15 dakikayı saymazsak neredeyse tamamında aksiyon ve heyecan hakim. filmde birkaç küçük mantık hatası dışında başarılı diyecektim fakat son sahnede yer alan saçmalık yüzünden filme bakışım oldukça değişti. o şekilde bir sonla bitmese belki de daha iyi hatırlayabilirdim filmi. ayrıca filmde en öne çıkan özelliklerden biri de oldukça kanlı sahneleri barındırması ve olumsuz özellikleri bu yönüyle biraz olsun kapatmasıydı.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap