8 entry daha
  • ağustos 1989... yer karadeniz... yemyeşil dalların arasından görünen deniz ve çook eski bir köy evinde, güç bela edinilmiş "yeni sezen kaseti" walkman'e konuyor ve dinleniyor ilk...

    tahta bir sedirin üzeri...

    "bırak beni" diyor sezen, yeter aldattığın yeter bırak beni... henüz "pişman olduğun zaman"ı söyleyebilecek olgunlukta değil demek ki, sadece "ben ayrılamam, sen beni bırak" diyebiliyor ve insanın içini acıtıyor, güzel de söylüyor

    "şinanay" külliyen enteresan bir şarkıdır zaten. melih cevdet anday'ın özel şiiri bizlere yandan çarklı ada vapurlarını görmüşüz hissini uyandırmada birebirdir... oysa biz yandan çarklı ada vapurlarını görmedik, çoğumuz şinanay da yavrum şinaşinanay diyebildik. çok tuttu bu parça ama çoğu insan bu şarkıyla sınırlı kaldı, daha derinlerine inemedi diğer şarkıların. komik de bir klibi vardı sanki, tersaneye çekilmiş vapurların tepesinde bizimki öylece durup duruyor

    "gidiyorum" da sezen gelecek mi gidecek mi git mi diyecek kal mı diyecek kendisi de bilmiyor sanki ama hepimizi bir köşeden yakalıyor ve "karanlıktan da ürkerim" gibi diyor, esir oluyoruz

    "yıllar sonra" da ben hep hümeyra'nın sesini duydum sanki, hiç sezen sesi ile dinleyemedim o şarkıyı, üstelik bir kere bile hümeyra'dan dinlememiş olmama rağmen

    "beni kategorize etme" derken de öyle güzel anlatıyordu ki beni bülent ortaçgil, sezen de yorumu ile katlaya katlaya çoğalttı şarkıya duyduğum sevgiyi

    "belalım"da dağ göllerini gördüm hep ama saçma sapan klibini de unutamıyorum. dandirikten bir belalı arkadaşın demir dövme sahnesi bana hep komik ve anlamsız gelmiştir. bu şarkı o kadar talihsizdir ki üstüne üstlük daha sonraki kayıtlarda düzenlemeler de son derece yavan şekliyle piyasaya verilmiştir, oysa şarkı muhteşemdir.

    "kış masalı" benim için, nasıl söylesem, işte anısı olduğu için sevilen şarkılardan... öyle özel işte, kurcalamayın gerisini, sevdiğim bir şarkı...

    "aynalar" hep durması gereken yalancıydı ve yaşlanmaya isyandı ama benim için aynalar daha çok gülen yüzü sevme vesilesi olduğu için çok ısınamadım bu şarkıya, fazla ağlaktı, evet sezen genelde fazla ağlaktı ama hiç bu kadar doğrudan değil, daha bir derinden yapardı, bu şarkıda bunu başaramadığını hissederim, oysa kurşuni renkler öyle değildir elbette

    "istanbul hatırası"nda markiz'de bety ya da paula'nın oturuşunu hayal ettik yıllar boyu ama bir gün markiz açıldı beyoğlu'na hayallerimiz yıkıldı... allahtan şarkıyı dinleyenlerdendik, eski istanbul'u şarkılarda yaşayabildik

    "zor yıllar"ı neden albümüne koyduğunu bilmem, koymuştur, biz de el mecbur seve seve dinlemişizdir

    "gamsız" ise bir değişiktir, olsun varsın, biz yine de memnunuz der, bu dünyada olmazsa ahrette huzur buluruz, umarım buluruz

    bir de niyeyse sonunda "ya baby i hope" der adamın biri, sanki kazara, hiç anlayamam

    yine de baştan sona keyifle dinlediğimi iddia edemeyeceğim... sen ağlama-git-88 sıralamasından sonra bir arayış albümüdür bu, farklı birşeyler yapma telaşı

    biraz telaşa gelmiştir sanki

    sonra sonra toparlanacaktır

    ama güzeldir
    nihayetinde sezen'dir

    sezdirir
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap