3 entry daha
  • 2002-2013 / yokluk içinde varlık çekmek: bu dönemi özellikle böyle adlandırıyorum çünkü dünyada paranın bol ve kredi olanaklarının fazla olduğu ülkece kredibilitemizin de yüksek olduğu bu dönemde bizim olmayan parayı bizimmiş zannederek bireysel ve özel sektör borçlanmasında tavan yaptık, ithalata öyle bağımlı hale geldik ki ikame yerli imalat altyapılarını tamamen darmadağın ettik ki böylece o günlerde bu kötü günlerin temelini atmış olduk, bu konuda sayfalarca yazılabilir ama basit bir dil istendiği için fazla uzatmayacağım, sadece tek örnekle geçiyorum: 2007 yılında 1 tl 1 usd civarındayken ve krediler her yerden fışkırıyorken saman üreticisi dedi ki ne gerek var üretmeye dışarıdan alnması çok daha rasyonel, burası bireysel olarak anlaşılabilir ama devletin gerekirse sübvansiyonlarla o dönemde yerli imalatı ileride (2018 yılında) başımıza gelecek felaketi atlatabilmek için de canlı tutması gerekiyordu, peki bunun yerine ne yapıldı? ekonomik getirisi imalata göre görece fazla olmayan fakat popülist politikalarda halkın ilk gördüğü ve taktir ettiği inşaat, yol, köprü vs. şaibeli ihalelerle yapıldı.

    2013 sonrası / takke düştü kel göründü dönemi: ne zaman ki fed faizleri arttırmaya başladı ve gelişmekte olan ülkelerdeki dolar kaynağına döndü türkiye bu dönemde içsel problemleri ve risklerinden de ötürü diğer ülkelere göre çok daha fazla negatif ayrıştı. olan bitenle ilgili çok şey yazılabilir ama özetin özeti aslında budur.

    geldiğimiz noktada imalat ve ihracat için müthiş bir parite avantajımız var doğru ama ilk paragraftaki saman üreticisi o işi bırakalı çok oluyor, ne mi yapıyor? ithalattan kazandıkları ve borçla tarlasının üzerine diktiği apartmanın dairelerini satmaya çalışıyor. hem de mal ettiği dolar karşılığının oldukça altına fiyatla ama pek ilgilenen yok gibi.
88 entry daha
hesabın var mı? giriş yap