4 entry daha
  • bazıları için küçük benim için büyük olay. yardım istiyorum çünkü ne yapacağımı bilmiyorum. bilgisayarımı başka birisi teslim almış. kısaca olay bu. ama anlatamıyorum.

    şimdi anlatamıyorum dedim. çünkü sonuç alamıyorum. adama bilgisayar bozuldu apple’a gönderdim diyorum. “aman allahım sen bir macbook’a mı sahipsin. çok güzel.” diyor. ya da “apple nasıl böyle bir hata yapar?” diyor. zaten ingilizce dediğin how ve nice’tan oluşuyormuş. kadın dün nasıl uyuduğumu soruyor. sanki evine misafir gitmişim de bana çekyatı vermiş gibi. biliyor koltuğunun demirlerinin battığını ama nezaketen soruyor işte: “ayy iyi uyuyabildin mi?”

    aynısını türkiye’de anlatsam yine sonuç alamam doğru. “o kadar para mı verilir?”, “bataryayı değiştirseydin.”, “ben dedim sana dell al.” öyle derdiniz. ondan kaçtım zaten buralara ama beterin beteri varmış.

    bence bu sorunun cevabı:
    - bizim amca oğlu yurt içi kargoda çalışıyor. bi ona soralım.
    - benim kargo da kaybolmuştu. deepwebe ilan verdim buldurdum.
    eğer iyi bir insansanız:
    - şu an bilgisayara ihtiyacın varsa benimkini kullanabilirsin.

    empati iyi güzel de yarım olunca adamı kibirli yapıyor. tamam kendimizi karşımızdakinin yerine koyuyoruz da kendi kafamıza göre yorumluyoruz. green card çıktı dedim. sevindiler. hayır zaten ilk masraflar 3000 tl. tutuyor. uçak bileti 2000, kalacak yer desen kafadan 1500 tl depozito. bi de bana sertifika alırsın kursa gidersin diyor hayvanlar. sen olsan giderdin. ama değilsin. ben olsam... diye başlıyor. ulan kendini benim yerime koyuyorsun. ama sadece green kartımı alıyorsun. parasızlığı da alsana. şartları eşitle. ona göre yap yorumunu.

    bilgisayar öldü diyorum. amerika’da yaşadığını belirtiyor diyor. demek ki kendi gelse yapacağı ilk iş checkin. zaten size uydum geldim. amerika dediniz. burda şunu olacağıma amerikada bakkal açarım diyen sizdiniz sözlük. risaykıbıldan bahsetmediniz ama: https://eksiup.com/a2474f1b650
    yarın sabah bunları çöp kamyonuna atmak üzere yola çıkaracağım. diğer çalışanların kutuların içinde bıraktığı pislikler yüzüme yüzüme sıçrayacak.

    bir keresinde ‘file’ marketten aldığım fındıklar kurtlanmış. günlerce yemek yiyemediydim o küçücük hareket eden canlıları görünce. şimdi delik çöp poşetlerinin altından yılan boyutunda çıkıyor. misket oynar gibi ittiriveriyorum parmaklarımla.

    ah canım ülkem. insanoğlu her şeye alışıyor.
hesabın var mı? giriş yap